OPR. DR.HÜSEYİN MÜNİR DERMAN’IN SIRLI SÖZLERİ ve ÇÖZÜMLEMELER…
“Suyun içinde; zerre zerre ışık... Zerre hayat kımıldar... Bir sessizlik gizlidir. Suda; ak sıcaklık, ıssız yalnızlık, sessiz güvenlik... Bu lafları günlerce düşünün içinde bir şey gizlidir… Bir şeyler mırıldanmak istiyoruz... O kadar... Buyurun suyun en derin, en mahrem yerine inelim: Orada su kaynar, su görünür: "Ve cealnâ mine'l- mâi külle şey'in hayyin" Her şey sudan halk oldu... Evet, Bu ayeti kerimede "vav" harfi yok mu işte her şey burada gizlidir… Kuran-ı kerim' de "vav" harfi çoktur. Bu bir sırdır… Bu, kudretin tahammül hududuna girmesi için su araya girmiş ve Risalet alınmıştır. "Vahiy" nasıl Resul-ü Ekrem'de insan tahammül hududuna iniyorsa onun gibi...” - Opr. Dr. Münir Derman
Su, Dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir bileşik olarak tanımlanmakta… Sıklıkla, renksiz olarak tanımlanmasına karşın, kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle mavi bir rengi yansıtır, sudaki zerre zerre ışık, kızıl dalga boylarında emilen rengin, gizemli bir mavi renk sırrıdır.
Doğada su; katı, sıvı ve gaz hâllerinde görülür. Kimyasal formülü (H2O) 2 hidrojen ve 1 oksijen atomundan meydana gelir. H+ iyonu içeren bir madde ile (ör. asit) ve OH- iyonu içeren maddenin (ör: baz) verdiği nötralleşme tepkimesi ile oluşur. Yani su zerrelerinde, hayat kımıldar; çünkü canlıların yaşam sürmeleri suya bağlıdır… Su olmayınca yaşam da olamaz… Su, Hayy esmasının sırrı…
Su moleküler yapısı, oldukça basit ve bol bulunan bir madde olmasına karşın, belirli koşullarda diğer bileşiklerden oldukça farklı davranışlar sergiler. Örneğin katı (buz) hâldeki su, sıvı hâldeki suyun üzerinde yüzer. Dünyadaki hemen hemen tüm diğer bileşiklerde ise katı faz sıvı, fazdan yoğundur ve katı fazdaki bileşik batar… Soğuk bir bölgede, göl yüzeyini kaplayan buz tabakası, yalıtıcı görevi görür ve dipteki hayatı korur. Buzun çökmesi durumunda, canlılar şiddetli soğuğa maruz kalacağından, hayatlarını devam ettirmeleri imkânsız hâle gelebilir.
Su, yanıcı bir madde değildir. Bu özelliği nedeniyle ateş söndürücü olarak kullanılır. Fakat suyun bileşimindeki oksijen; yakıcı bir gazdır, hidrojen ise yanıcı bir gazdır. Oksijen ve hidrojen birleşerek söndürücü bir madde olan suyu meydana getirirler. Suyun bileşimlerinde bir sessizlik gizli… Yakıcı ve yanıcı bileşenleri içinde barındıran su; yakıcı-yanıcı bileşenleri; sessiz bir güvenlik içinde, hiçbir soruna yol açmayacak şekilde bünyesinde barındırır.
H2O; saf suyu ve bileşiğini temsil eder, saf suya tabii en yakın örnek yağmur suyudur. Saf su, canlılar için içilebilir su değildir, insanlara pek yararı yoktur. Suyun akışkan olması dışında, insanlar ve canlılar için içinde taşıdığı mineraller oldukça önemlidir. Çünkü, canlıların içmesi gereken suda çeşitli mineraller olması gerekmektedir. Yağmur suyu; yani saf su, yağdıktan sonra toprağa düşünce toprağın yapısındaki mineralleri toplar, yeryüzündeki bu yağmur suları bir akarsu oluşturur, bu içilebilir bir sudur. Her bölgedeki toprakta, mineraller ve oranları farklıdır, bu yüzden suyun faydaları bölgelere göre değişebilir. Su, toprakla ayağını yere basar, toprak olmayınca, su akıp gidemez… Toprak, Âdemin sırrıdır; su da varlıkların hayat buluşunun, hayatta kalmasının sırrıdır.
Suyun öz ısısı yüksektir. Bu öz ısı sayesinde, canlılar uzun yıllar sağlıklı bir biçimde yaşama imkânı elde ederler. Aynı zamanda suyun öz ısısı, canlıların çoğalabilmesi için güvenli bir ortam oluşturur. Sudaki ak sıcaklık; suyun öz ısısının bir sırrıdır.
Suyun hayat verme işlevi, yakma, söndürme bileşenlerini bünyesinde barındırması, sonsuz kudretin, hep diri olan Hayy’ın mucizevi bir tecellisi… Suyun kulakla işitilmeyen atom seslerine karşın; suda, dingin bir sessizlik egemen… Damladan, su atomlarına gidildikçe, su sırrının yamaçlarından sesler işitilir. Bu seslerin atom seslerini algılayan hassas duyargalarla işitilmesi mümkün… Oysa suyun kendisinde, dingin bir sessizlik egemen…
(H2O) 2 hidrojen ve 1 oksijen atomundan meydana gelen su; H+ iyonu içeren bir madde ve OH- iyonu içeren maddenin verdiği nötralleşme tepkimesi ile oluşur. Bu oluşumda bir sessizlik gizlidir… Suyun oluşumunda gözle görülmesi olanaksız olan yüce kudretin “kün” emri işler. Suyun oluşum serüveni, ıssız bir yalnızlıktır, idraklerden uzaktır… Göz, suyun oluşum kudretini göremez, bu kudret, gözlerden hep uzaktır; adeta suyun çok ıssız bir yalnızlığıdır…
Suyun bileşenlerinden oksijen; yakıcı bir gazdır, hidrojen ise yanıcı bir gazdır. Bu, bileşenler “kün” emriyle, sessiz ve güvenli şekilde bir araya gelirler. Su; sessiz bir güvenliktir, yüce Allah’ın eşsiz yaratma kudretinin mucize bir eseridir, Hayy esmasının kudret sırrıdır…
"Kâfirler görmezler mi ki, göklerle yer bitişik halde idi de biz onları birbirinden ayırdık ve canlı olan her şeyi sudan meydana getirdik. Bu gerçek karşısında, hâlâ mı iman etmeyecekler?" (Enbiya Suresi, 30. Ayet)
Rabbin Esmayı Hüsnalarında, kahır ve gazap adlarında (vav) harfi geçmez. Ayetel kürsüde 17 vav harfi var. 17 rakamı; 1 rakamı ve 7 rakamından bir karışımıdır. Bu iki sayı bir araya getirildiğinde, 8 sayısını elde ederiz ki bu da karma bir sayıdır. Bu sayı şanslı bir rakam, aynı zamanda geçmişten gelen bazı meseleler üzerinde çalışmayı gerektirir. Bu sayı bizi İlahi gerçeğe ve amaca doğru yönlendiriyor. Aynı zamanda sonsuzluğun sembolü olarak kabul edilir. 17 rakamı; 1 ve 7 rakamlarından oluşur. 1 rakamı tekliği ve hükümranlığı, ilerlemeyi temsil ederken, 7 rakamı manevi uyanış ve aydınlanmayı ifade eder…
Vav harfi, ismi azam olan Hu esmasının simgesidir. Hu, O demektir. Canlı olan her şey sudan yaratılmıştır ve canlı olan her şey; ancak su ile yaşamını sürdürebilir. Sudan yaratılan canlılar, su olmadan kesinlikle yaşam süremezler. Su, Hayy (canlı) olmanın sırrıdır. Su, aynı zamanda Muhyi (canlandıran, hayat veren) sırrıdır. Muhyi esması, suyun bileşenlerinde açığa çıkan yüce bir kudretin göstergesidir. Vedüd esması, sevginin, aşkın sonsuzluğunu bünyesinde barındıran bir esma… Vedüd esmasındaki vav harfi iki kez geçer. Canlıların yaratıldığı su, canlılara hayat verirken, aynı zamanda da Vedüd esmasından suya yansıyan sevginin, sonsuz aşkın bir tecellisi olarak da ön görülebilir. Çünkü Rab, âlemleri sevgi ve aşkla yaratmıştır.
Su, canlı bir organizmadır. Suyun, kesinlikle hafızası var… Suya, hakaret içeren sözler söylenince, sudaki Vedüd (sevgi, aşk) tecellisi bunu reddeder, sudaki uyumsal düzen yok olur. Suya; sevgi sözleri söylenince; uyumlu, eşsiz güzellikte desenler oluşur. Çünkü su, sonsuz aşk sırrına (Vedüd) bir aynadır. Suyu dondurup şoklayarak mikroskopla bakıldığında, bu harika desenleri görmek mümkün… Suya ayet okuyunca, suyun aorası değişik bir renk alır. Bu renkleri, enerji görüntüleyen kameralarla görmek mümkün… Su, yaratılış gereği özünde hakikat sırrını barındırdığından, bütün sahtelikleri açığa çıkarır. Balın sahte mi hakiki mi olduğunu suyla anlamak mümkün… Bir porselen tabağa, bir kaşık sıvı bal koyun. Üzerine üç kaşık kadar soğuk su koyun. Bir iki dakika boyunca, daireler çizdirerek balın üzerinde suyu çalkalayıp gezdirin. Sonra da balın yakın çekim fotosunu alın. Fotoğrafı büyütüp ona dikkatlice bakın. Bal, yüzde yüz hakiki balsa görsel, bal peteği şeklinde gözükür… Şayet bal sahteyse altıgen petek görseli kesinlikle görünmez. Su, sahteliği açığa çıkarır. Bal, yarı hakiki ise, altıgenlerin görselleri bozuk çıkar. Bu da arıya şeker yedirildiğinin güçlü bir kanıtıdır.
Kuran ayetlerini, esmaları suya okuyunca suyun enerji aorası değişir. Bunları, enerji görüntüleyen kameralarda görmek mümkün… Ayetleri, esmaları, suya okuyup içmek, büyük bir sırrı bünyesinde barındırır.
Hayy esmasının, kudret sırrından yansımalarına su, ayna olmuştur. Kuranı kerimdeki vav harfinin çokluğu; aslında tekliği ve sonsuz aşkı gösterir, yani Hu, Hüve, Vedüd… Ne ki yaratılmıştır, yaratılan her şey Hu’yu, yani O’nu gösterir. Yaratan, O’ndan başkası değildir… Vav harfi aynı zamanda sonsuz aşkı (Vedüd) simgeler… Rab, bütün âlemleri, sevgi ve aşkla yaratmıştır… Vav harfi, bu sonsuz aşkın yüce bir sırrıdır. Vav harfi olmadan, sevgi ve aşk tecellisi âlemlerde açığa çıkmaz…
Hayy, Muhyi, Hu, esmaları, insanların algılayabilecekleri tahammül kudretinde; suda açığa çıkmış, su sırrında tecelli etmiştir.
Su, Vedüd esmasının yüce sevgi ve aşk sırrını dahi bünyesinde barındırır. Bundan dolayıdır ki su, her türden sevgi ve aşk sözlerini, bünyesinde uyumlu ve mükemmel desenlere dönüştürür; her türden sövgü sözlerini bünyesinde uyumsuz desenlere dönüştürüp reddeder.
Gökyüzüne yükselen bulutlar, soğuk atmosfer katmanına çarparak kara dönüşürler. Karlar, donmuş su parçacıklarından oluşur. Kar tanelerinin mikroskop altındaki görselleri, eşsiz altıgen desenlidir ve kesinlikle de birbirine benzemezler. Tıpkı parmak izleri gibi…Bu kar desenleri, hep Hüve (O) sırrının kudretli “Kün” emrinden bir imzadır ve hep Hu’yu (O’nu) gösterir. Vav harfi; hem O’nu, (Hu) hem de O’nun sonsuz aşkını (Vedüd) simgelemektedir. Suda da söz konusu Esmaların tecellisi var.
Su, niyetleri dahi görsele dönüştürür, bundan dolayıdır ki suya dua edip bu suyu içmek mucize sonuçları ortaya çıkarabilir… Niyetleriniz için bir kamışa uygun düşen ayet ve esmaları okuyup nefes ettikten sonra; o kamışı suya bırakmak, ruhani dünyayı harekete geçirmede, duanın kabulünde, çok büyük bir havas sırrına sahiptir… Bu, suyun mucize bir sırrıdır ki akıl sır ermez…
Bu manada bir örnek: Isparta Barla’da yağmur yağmamaktadır. Her yer kuraklıktan kasıp kavurulmaktadır. Halk, defaten yağmur duasına çıkmıştır; ancak bir damla olsun yağmur yağmamıştır. Bunun üzerine Barla ahalisi, Bedüzzaman Hazretlerine bu durumdan dert yanmış, kendisinden yardım istemişlerdir. Bedüzzaman, Muhacir Çoban Hâfız Ahmet Efendiye “Bir kamışa kırk bir Yasin-i Şerif oku.” der. Muhacir Çoban Hâfız Ahmet Efendi bir kamışa 41 Yasin okur ve kamışı, suya bırakırlar. Henüz yağmur alâmeti görülmezken, ikindi namazı vaktinde, Bediüzzaman, Muhacir Hâfız Ahmet Efendiye "Yasinler tılsımı açtı; yağmur gelecek!" der. Aynı gece, Barla dairesi içine öylesine bir yağmur yağar ki Çoban Ahmet’in bahçesindeki duvar yağmurdan yıkılır…
Canlılar, sudan yaratılmışlardır, canlılar suyla yaşamlarını sürdürürler. Âlemlerde, hangi gezegende su varsa, orada sınava tabii olan âdem nesli bulunur, Cennet hariç…
Allah, en doğrusunu bilir…
Ferhat Saul Aaron
Hizirlayolculuk.com