NOTLAR

İşte bu koyunu kesmek de ALLAH’a yanaşmanın bir yönüdür. O halde dinde mânâsı nedir kurbanın?

Münir Derman - Ramazan

Hâfız Efendi Kur’ân-ı Kerim’den seçtiği veyahut kendisine ilham olunan âyeti okuduğu zaman, benim kafam dönüyor.

Herkes midem ağrıyor, başım ağrıyor, karnım ağrıyor, şuram ağrıyor, buram ağrıyor... Deyip, hastanelere doluyorlar... Hiç biri şimdiye kadar bana gelip de “Gönlüm ağrıyor dermanı nedir?” Diye sormadı.

Eşlerini hor görüp onlara hakaret eden, dayak atan, eziyet eden erkekler bitmeyen hesaba çekileceklerdir. Ne dinden olurlarsa olsunlar. İster fasık, ister münkir olsun, bu hesap hususi bir hesaptır.

“Gözsüze fısıldadım, sağır sözüm anladı... Dilsiz; çağırıp söyler, dilimdeki sözümü…”

Gölgesinin gölgesinin gölgesi… Onun içinde bir iş var… Adam uyur geceleyin.


“Sakal bir şeyi gizler, bir şeyi açığa vurur, bu sırrı çözmeye savaş!”

Ben sizin yanlışlarınızı Allah rızası için gidermeye çalışıyorum, siz hokkabazlık yapıyorsunuz! Yapmayın bunu rica ederim!

Münir Derman; 1927 yılında Fransa’da, bir gün dersten çıkıp odasına gelir… Her zaman yaptığı gibi ders kitaplarını odasına bırakıp Japon Kulübü’ne judoya gitmeyi planlamaktadır.

Aman dilini kimseye uzatma sakın beddua için... Hakkında ayet-i kerimeler vardır. Bizzat kendimin gördüğü, bir iki sene evvel anlattığım gibi… Maazallah Teâlâ beddua nasıl olur?

Kurtla nasıl anlaştık ben de şaşıyorum. Hem de konuştuk... Demişler ya: “Fikir ve hile olmasaydı, kurtla kuzu birlikte yaşarlardı...” Ama ne güzel konuştuk dertleştik...