Deneme / Hikaye / Masal

Gittiğimde, bıraktığım hatıraların gölgesinde yaşarsın. Anılar, ruhunu sarar, zaman zaman yüzünü güldürür, zaman zaman gözlerini yaşartır. Bir tebessüm ederken, ardından gelen hıçkırıklarla yüreğin sızlar.

Ruhun gizemli derinliklerine bir yolculuk, ötesi ve ötesinin ötesindeki umudun ve kaderin dokusunu keşfet. Sessiz çığlıkların duyulabilir hale geldiği, görünmeyenin görülebilir kılındığı bu dünyada, sonsuz bir arayışın ve içsel bir aydınlanmanın kapılarını arala.

Düşlerde, sürekli bir yan yana, bir iç içe vardır. Belirsizliğin içinde, sessizlik bir fısıltı kadar hafif ve tatlıdır. Sonsuzluk derinliklerine dalar, içimizdeki bilinmeyenleri ararız. Sessizliğin kalbinde, bir çiçeğin tomurcuklanmasını, bir rüyanın doğuşunu bekleriz.

Sonsuz aşk ve Allah arasındaki bağ, insanın yaşamında derin ve kalıcı bir etki yaratır. Bu bağı anlayarak ve uygulayarak, her birimiz daha güçlü, daha sevgi dolu ve daha manevi bir hayat yaşayabiliriz.

Ne arıyorsun?

Çok şükür ki Gavsı Sani’miz sağdır, Korona Virüsle konuşmuştur ve Gavsı Sani’miz sayesinde korona virüs, Türkiye’ye girememiştir…

“Kurban bir rüya gördüm...”

Övüyordu bir sufi “Seyda Gavsı Sani” diyerek şeyhini… Sufinin yanına ricalül gayp meşrep bir adam yaklaşıp sordu o sufiye...

Ansızın, dervişin gözleri parladı, aradığı esmayı nihayet bulmuştu… Bu esma; “iyilik, güzellik, mutluluk” getiriyordu…

Adam, kalp simgeli bir anahtar verdi o bayana… Belki de bu kalp simgeli anahtar, kendi eşinin varlığını, aslında onun "yokluğu" üzerinden anlatmaktaydı…

Şayet, aşkta günahsız olan adam, öne bir adım atsın, dense sonuncu sıradaki, senden önde olurdu…

Adam; yine gözden düşmüştü, “Bu göz, iyi bir göz değil…” diye mırıldandı kendi kendine…