Deneme / Hikaye / Masal
Arslan Kral - Masal
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Yeşil Taş Yeşim Dağı’nın eteklerinde çiftçi bir aile yaşarmış. Bu ailenin, gözlerinden bile sakındıkları bir oğlu bir de kızı varmış. Annelerinin gözünde oğlu bal, kızı da kaymak çalıyormuş ya balın üstüne, balına kaymağına doyamadan ortadan kaybolmuş kadıncağız. Çocukları için ormana çilek toplamaya gitmiş; ama gidiş o gidiş…
Kökleşen Yanılsamalar
Gecelerin karanlığını dolunay yırtar, taşır gökyüzüne büyük sırrını. Yaşam dağlarının Sagarmatha zirvesinde; kıvılcım saçan bir yaşanmışlık şimşeğinin parıltısı ipeksi bir elbise gibi vücut kıvrımlarında titreyerek, Kuzey Yıldızı’nın açılmamış sır gömülerini, düşten güzel umutlara taşır.
GÜLÜN ADI
Üç dört saatlik bir gündü. Dışarıda, hasret görümü bir rüzgâr esiyordu. Doğa, yazgı betiğinin ellinde, yeni bir çehreye bürünüyordu. Yağmur demetlerini bir araya toplayan şimşekler, kenti yeni bir güne hazırlıyordu... Evrenin üzerine çöken salkım salkım bir gece… Gökyüzünde altıkardeş, arıkovanı, büyükayı, kervankıran yıldızları…
Dosta giden yol…
Akrabandan olmayan insanlarla karşılaşırsın bir konakta… Okulda, iş yerinde, sosyal hayatta… Onunla kendini iyi hissettiğin sohbetlerin olur… Derken, iyi kötü gününde kendisiyle dayanışacağın bir dost bulduğunu düşünüp sevinirsin… Zor günlerindeyse onları uzaklardan da uzaklarda bulursun…