Gölgenle Yüzleş
Ey derviş, dikkat kesil! Bu yola niyet ettinse, korkaklığa yer yoktur kalbinde. Cesur olmalısın, yoksa nefes aldığın her an, kendi gölgenden bile ürkerek yaşamaya mahkûm olursun. Bir yola girmeyi isteyip her küçük engelde sendeleyip yere kapaklanacaksan, hakikatin kapısını nasıl çalarsın? Yürekten bilmelisin ki, dervişlik yolu zorluklarla örülüdür; sıkıntılar seni yere sermemeli, bilakis ayağa kaldırmalıdır. İlk sıkıntıda düşenin yolu çok uzundur, çünkü daha yolun başında kendi içinde pes etmiştir.
Ey derviş, hayat boyu bir gölge gibi seninle dolaşan korkular vardır; bunlar, insanların en zayıf yanlarıdır. Ama dervişlik yolunda yürüyorsan, bil ki, ilk zaafın kendi korkuların olacaktır. Sana sorarım: kendine yenilen biri, nasıl olur da hakikate erer? Kendi gölgesinden bile korkarak yürüyen birinin iradesi nasıldır? O hâlde, cesaret senin hem kalkanın hem de pusulandır. Cesur ol ki korkuların sana diz çökmesin. Çünkü hakikat yolunda yürüyen kişi, içindeki korkuları eritendir; yoksa gölgeler peşini bırakmaz, her adımda yeniden karşına çıkar.
Derim ki sana, zorluklarla yoğrulmalısın. İmtihanlar gelir, üstüne üstüne… Bir savaşçının kılıcına olan hakimiyeti gibidir senin iradenin her sıkıntıya dayanma gücü. Kılıç, nasıl elinde incelir, keskinleşirse; ruhun da her sıkıntıyla biraz daha olgunlaşır, biraz daha bilenir. Sabır, cesaretin kardeşidir. Sıkıntı anında yılmayıp dimdik duran derviş, sabırla iradesini terbiye eden kişidir. Zira sabır, kalbini çelik gibi sağlam yapar; cesaret ise, bu çeliği işler, onu amacına ulaştırır. Bu yüzden, “cesaret” deyince, yalnızca fiziksel bir güç değil, içsel bir direnç anlaşılmalıdır.
Ve işte korku… Korku, senin sınavındır. İnsanlara bak, hepsi gölgelerinden korkarlar, kendi yansımalarından ürkerler. Kendi içine dön ve gör: aslında korktukların senin parçalarındır. Sana ne derlerse desinler, bu yolda yürümek için kendi içindeki gölgeleri aşmalısın. Dervişlik, kendi nefsini aşıp hakikate varmak değil midir? O hâlde, senin gölgelerin, sana her adımda engel olmamalıdır. Onları bil, tanı ki bu gölgeler senin önünde diz çöksün.
İyi bil ki, cesur bir yüreğin gölgeleri korkudan silinir. Kendi nefsinin karanlıklarına cesaretle karşı durmayan biri, nasıl olur da sevdiğine ulaşabilir? Korku, bir zindandır. Korku, insanı içine hapseder, onu dünyaya bağlar, cesurca yürüyemeyen kişi, dünyada takılı kalır. Oysa derviş, gönlünü dünyadan sıyırıp Hakk’a yürüyecek olan değil midir? Kendi karanlığını aydınlatan, ancak kendi içindeki gölgeleri yenen bu yolculuğun hakiki yolcusudur.
Ey derviş, bil ki: Sıkıntı anında yere düşmemek, kendini toparlayıp yeniden ilerlemek erdemdir. Başına her ne gelirse gelsin, yolda kalmamalısın. Dünyanın sunduğu her zorluk, aslında ruhuna bir tesirdir; her sıkıntı sana bir şey öğretir. Sabırla ve metanetle bu zorlukları karşıla ki, yolculuğunda sağlam adımlar atabilesin. Çünkü hakikat yolunda yürümenin ilk şartı, içindeki korkaklığı yenmek ve her ne olursa olsun kendinden emin bir gönülle yol almaktır. Cesaretle devam et ki, gölgeler seni yolundan çevirmesin; her zorlukta yere düşme, bil ki bu yol, cesur yüreklerin yoludur.
Unutma! Bu yol, Bazallah’ın yoludur. Bu yol Baz al-Aş’hab’ın yoludur. Bu yol Gavs’ın yoludur.
Berke Ahren