top of page

DÜNYAYA BİR DAHA GELECEK OLSAYDIM YİNE RANA HANIMA AŞIK OLURDUM

Efendim, siz Rânâ Hanım’dan başka kimseye âşık olmadım, dünyaya bir daha gelecek olsaydım yine ona âşık olurdum diyorsunuz. Peki, size aşkını tek taraflı ilân eden hanımlar var mıydı o yıllarda?


Sabri Tandoğan Efendi Hz:


Şimdi bu soruyu cevaplarsam Sabri Bey övünüyor derler. Ama ben evlendiğim zamana kadar bir küçük sandık dolusu aşk mektubu almıştım. Fakülteden eve dönerken kızlar pencerelere dolarlardı. Sonra evlenmeden önce oturdum o mektupları yaktım.


Meselâ daha ilkokul ikideydim. Bir gün evde ders çalışıyorum, komşumuzun kızı annem evde yokken geldi, ya­nıma oturdu. Senin, dedi, kız arkadaşın var mı? Yoook, dedim. Ben senin arkadaşın olabilir miyim? dedi. Olamazsın! dedim. Niye? dedi. Çünkü sen temiz bir kız değilsin dedim. Elbiselerini kastettiğimi zannetti. Devam ettim: Hem, böyle şeyler ilkokulda olmaz, ortaokulda da, lisede de olmaz, üniversitede de olmaz. Ne zaman bir insan kendi ekmeğini kazanmaya başlarsa, o zaman olur, dedim. Ay, ben o kadar bekleyemem, dedi, çıktı, gitti. Henüz gençlik yıllarımda küçük bir sandık dolusu aşk mektubu almıştım. Sonra Rânâ Hanım’la evleneceğim zaman hepsini yaktım. Rânâ’ya söylediğimde kızdı, niye yaktın, şimdi ne güzel beraber okurduk, dedi. Evlenme fikrini kafamdan ta­mamen çıkarmış olduğum halde, Rânâ Hanım’ı daha görür gör­mez kararımı değiştirdim. İçimden bir ses “Sabri; senin evle­neceğin hanım işte bu.” dedi. Ben eğer Rânâ’ya rastlamamış olsaydım, bugün bekâr bir adamdım.


− Efendim, neden hanımlara karşı sizde böyle bir tavır oluşmuştu?


(Sayın Büyüğümüz yüzünü buruşturarak:) Ne yapayım yavrum, baktım hep şımarık, hoppa, züppe kızlar... Ben dedim, bu kızlarla evleneceğim de ne olacak, bekâr kalırım daha iyi… Elimden de her iş geliyordu nasıl olsa. Annem beni öyle ye­tiştirmişti. Ama Rânâ Hanım’ı görünceee... (Sayın Büyüğümüz, öne uzattığı ellerini yanlara doğru birer çizgi çizer gibi açıyor) bütün yelkenleri suya indirdim... Onun bakışlarındaki saflığı ve temizliği başka hiçbir hanımda görmemiştim.


− Peki bir yıl sonra ona evlenme teklif ederken tam olarak nasıl söylediniz? “Benimle evlenir misin Rânâ?” mı dediniz?


(Sayın Büyüğümüz tatlı bir kızgınlıkla) Ne o öyle yavrum! Pazardan üzüm mü alıyorum…?


(Sonra duygulanarak, sesinin en tatlı, en duygu yüklü tonuyla)


− Rânâ… Beni hayat arkadaşı olarak kabul eder misin? dedim…


Sonra saygı ve sevgiye dayalı rüya gibi bir evlilik yaşadık. Allah mana aleminde de beraber olmayı nasip etsin. (Amin)


Sabri Tandoğan

bottom of page