Ricalül gayp Evliyası, Yedilerin Reisi Lâdikli Ahmet Ağa’nın Sırları…
Ricalül Gayp Evliyası Yedilerin Reisi Lâdikli Ahmet Ağanın Hocası Hıdır Aleyhi selamın Hacı Halis Kestane Efendiye Kuran-ı Kerimi ve İsmi Azam Duasını Öğretmesi
Hacı Halis Kestane Efendi, İstanbul Orhaniye Uçaksavat Tugayında vatani görevini yapmaktadır. Tugay camisine gidip namaz kılar. Gönlünden “Kuran okumasını bilseydim de birkaç sayfa Kuran okusaydım, ne iyi olurdu.” Diye geçirir. O esnada Hıdır Aleyhi selam yanına gelir. Kendisine Kuranı-ı kerimi ve ismi azam duasını öğretir… Hacı Halis Kestane Efendi bu gizemli olayı şöyle anlatıyor.
“Bir gün nöbet mahallinde kalbime bir şey geldi, kendi kendime, nöbeti teslim ettikten sonra camiye gideyim, sahura kadar geçmiş namazımı kılayım, diye niyetime aldım. Bir ramazan günü idi. Askerlik yaptığım İstanbul’un Orhaniye Uçaksavar Tugayı içerisinde cami vardı ve beş vakit namaza açıktı; askere camide namaz kılmak serbesti. Nöbetten sonra camiye gelip, bir kaç vakit kaza namazı kıldıktan sonra; gönlümden “Kur'an okumasını bilseydim de birkaç sayfa da Kur’an okusaydım, ne iyi olurdu.” diye düşündüm.
O sırada yanıma biri geldi, benim ön tarafıma yönü bana dönük şekilde oturdu. Elindeki valizinden, orta boy bir Kur’an çıkarıp açtı. Altın yaldızlı yazılmış bir Kur’an-ı kerimdi. Bana,
“Halis! Sana Kur’an okumasını Allah’ın emir ve izniyle öğretmeye geldim. Öğrenmek ister misin?” Dedi. Ben de “İsterim.” dedim ve “Siz kimsiniz? Kendinizi bana tanıtmadınız. Sizinle birkaç yerde daha görüştük. Sizinle her görüşmemden sonra bendeki Allah aşk ateşi on misli artıyor, artık dayanamaz durumdayım. Allah aşkına kendinizi bana bildirin!” dedim.
İşte o zaman bana “Ben Hızır’ım.” dedi. Kur’an-ı kerimi yüzünden sesli olarak okumaya başladı. Beş dakikaya varmadı Kur’an-ı hatmetti. Kur’an-ı kerimi bana verdi. “Allah'ın izniyle oku, Halis!” dedi. Ben bir kelamını bile okuyamadım. Tekrar Kur’an-ı kerimi kendi aldı. Birkaç dakika içinde Kur’an-ı kerimi yine hatmedip bana verdi ve “Allah'ın izniyle oku!” dedi.
Kuran-ı Kerim harflerini okumaya başladım. Kur’an-ı kerimi aldı. Birkaç dakika içinde üçüncü defa Kur'an'ı- kerimi hatmedip bana verdi. “Allah'ın izniyle oku, Halis!” dedi. Üçüncü seferinde Kur’an-ı kerimi Hızır Aleyhi selamın okuduğu gibi güzelce okudum. Mübarek zat “Kur’an-ı kerimi kapat. Allah’ın izniyle Kur’an- kerimi ezbere oku!” Dedi. Allah'ın izniyle Kur’an-ı kerimi ezbere okudum. Kur’an-ı ezbere okuduktan sonra bana “Ağzını aç!” dedi, ben de ağzımı açtım. Benim ağzıma üç defa tükürdü. Kendi tükürüğünü benim ağzıma tükürdükten sonra ben başka yerleri, başka başka âlemleri görmeye başladım. Hocam bana “Bundan sonra her ne görürsen, her gördüğün gerçektir. Şüphe etme, emin ol!” dedi ve “ Şimdi sana İsmi azamı öğreteyim!” dedi ve İsmi azam duasını bana öğretti. İsmi azam duasını öğretirken de ağlıyordu. Ağlarken sakalından damla damla dökülen gözyaşlarını avucuna toplayıp, o gözyaşlarıyla beni tepeden tırnağa eliyle mesh etti ve bana “ Halis, ben gidiyorum! Bu sırrı içinde sakla, yakında ben yine gelirim!” dedi ve nasihat etti. “Halis! Eğer sen, İslam dininden ayrılmaz, benim sana öğrettiğim üzere Kur’an-ı kerimi okur ve Kuran’a ve Peygamberin sünnetine sımsıkı sarılır, tevhidin dışına çıkmazsan, seninle çok uzun zaman arkadaş olacağız. Eğer İslam’ı yaşamaz, tevhidin dışına çıkarsan, beni bir daha göremezsin; bu, beni son görüşün olur!” dedi.
Hızır Aleyhi selam benden ayrılacağı zaman kendisinden Kur'an-ı kerimi istedim. “Hocam ne olur bu Kur'an'ı- kerimi bana hediye edin!” dedim, ama Kuranı kerimi bana vermedi ve “Bu Kur’an-ı kerim senin cennette, Allah'ın huzurunda okuyacağın Kur’an'dır!” diyerek benden ayrıldı. Hocam gittikten sonra bendeki ilahi aşk ateşi dayanılmaz boyutlara ulaştı…
Seyyid Muhammed Necmeddin
Hizirlayolculuk.com