ÇOK ÇİLELİ VE SABIR EHLİ BİR TEYZENİN CENAZESİNE HIZIR ALEYHİ SELAMIN GELMESİ…
Adana'da annemin teyzesi vefat etmişti. Çok çile çekmiş bir kadındı. Elinde avucunda ne varsa fakire, muhtaçlara veren bir insandı. Eşinden çok şiddet görmüş ve eşinden kaynaklı çok çile çekmişti. Kendi çocuklarından da çok çile çekmiş bir teyzeydi. Çocuğunun birisi maddi olarak çok mağdur durumdaydı. Kendisi altı çocuk sahibiydi. En küçük çocuğunun akli dengesi yerinde değildi… Bütün bu çilelere karşın, bir gün bile “Of” demeden sabırla o çocuğa bakmıştı…
Bir gün bize teyzenin vefat haberi geldi. Annem, anneannem, ben ve akrabalar Maraş'tan Adana'ya cenaze için yola koyulduk… Biz Adana’ya vardığımızda cenaze hâlâ kaldırılmamıştı. Vefat ettiğini, daha çok yakın akrabaları olan bizler ve yakın komşuları biliyorduk. Salası ertesi sabah verilip cenaze defnedilecekti...
Ansızın kapıdan hiç tanımadığımız, ev ahalisinin de tanımadığı uzun boylu iki tuhaf adam içeri girdiler. “Hatice abla mı öldü?” dediler. Biz de “evet” dedik. O adamlardan biri “Çok iyi bir insandı, bu dünyada çok çile çekti. İnşallah mekânı da cennet bahçeleri olur.” dedi. Hatice Teyzenin oğlu ve kızı “Siz kimsiniz, biz sizi tanıyamadık?” Dediler. O tuhaf adamlardan biri “Biz onu çok iyi tanıyoruz… Allah mekânını cennet etsin. Çok kalmak olmaz cenaze evinde.” dedi. Baş sağlığı dileyip çıktılar. Hatice Teyzenin çocuklarından biri kuşkulanmış olacak ki bana “Şu adamlara koş da bak bakalım. Nereye gidiyorlar?” dedi. Adamların kalkmasının üzerinden henüz yirmi saniye dahi geçmemişti. Hatice Teyzenin evi çıkmaz sokaktaydı ve tek yön vardı gidecek. Hemen fırlayıp dışarı çıktım, dışarıda hiç kimse yoktu… O an; gelenlerin kim olduklarını anlamıştık…
RUMUZ: ASUDE
Hizirlayolculuk.com