top of page

HIZIR ALEYHİ SELAMIN MÜJDELEDİĞİ ERKEK ÇOCUK…

“Kızım, her geceyi kadir, her geleni Hızır bil.”


Bu olayı, babaannemden bizzat dinledim. Babaannem gelinken, yaşlı bir amca, eski püskü kıyafetler içinde rahmetli babaanneme gelmiş. Babaannemin uzun yıllar (8 sene ) çocuğu olmamış, kendisinin erkek bir çocuğu olacağını, sağ omuzunda bir beni olacağını söylemiş, askerde olan dedemin geçirdiği bir kaza için de babaannemin 'elhamdülillah' demesini istemiş. Babaannem “Hayır kaza geçirmedi.” Deyince Yaşlı amca “Geçirdi, sen elhamdülillah de.” demiş. Babaannem de yaşlı amcanın dediği gibi yapmış. (ki o zamanlar telefon, cep telefonu vs. yok ve dedemden haber alacağı bir ortam da bulunmuyor, dolayısıyla babaannemin de haberi yok kazadan.) Babaanneme dünyadaki geçimiyle ilgili bilgiler verip orta halli bir hayat süreceğini kendisine söylemiş. Sonra da “Allah senden razı olsun. Muhammedin şefaatinden ayırmasın kızım.” Demiş. Babaannem o kadar mutlu olmuş ki… “Sana ne vereyim?” diye sormuş. Yaşlı amca “Kızım ben çok uzaklardan geliyorum. Bana dünyaları versen götüremem, benim evim çok uzaklarda.” demiş. Babaannem “Olsun.” deyip alnındaki süs gümüş parayı koparıp vermek istemiş. Yaşlı amca babaanneme dualar edip “Kızım, her geceyi kadir, her geleni Hızır bil” diyerek evin avlusundan çıkıp gitmiş. Yaşlı amcanın hemen peşinden gelen kardeşine “ Az önce bir dede geldi gördün mü?” diye sormuş. Kardeşi , “Yok, kimseyi görmedim.” Demiş. Sonra köydeki komşularına yaşlı dedeyi gören var mı?, diye sormuş. Onlar da görmediklerini söylemişler. Yaşlı amcayı, babaannemden başka gören olmamış. 


Aradan yıllar geçmiş. Dedem askerden dönmüş. Bir erkek çocukları olmuş. O sırada, babaannemin Hızır’la konuşmaları akrabalarından birinin aklına gelmiş. “Getir şu çocuğu, omzuna bir bakalım.” Demiş. Bakmışlar ki Hızır aleyhi selamın müjdelediği şekilde, çocuğun sağ omzunda büyükçe bir beni var. (Hızır aleyhi selamın söylediği şekilde ilk çocukları erkek olmuş.) Hızır’ın geldiği tarihte, dedem askerdeyken çok ciddi bir kaza geçirmiş ve ölümden dönmüş.


Hızır’ın söylediği gibi babaannem, orta halli, bereketli bir yaşam sürdü. Ne darlık gördü ne de aşırı bir zenginlik. Ve rahmetli 100 yaşında öldü. Son anlarına kadar namazını hiç bırakmadı. Çok normal bir hayat sürdü. Elinden tesbihi, dilinden zikri hiç düşmezdi. Hiçbir zaman kendini toplumdan soyutlamadı, kendini ibadete vererek toplumdan soyutlanan biri değildi. Giyimi kuşamı, normal Anadolu insanı gibiydi. Beyaz tülbendi başından aşağı uzun bir şekilde salardı, saçları tek tek örülü, salınık bir halde dururdu. Köye gelen herhangi bir yabancı olsa, kimsenin cesaret edip de evine davet etmediği kişileri davet eder, yemek yedirip ağırlardı. Çok cömert ve misafirperverdi. Rahmetli babaannem, böyle bir insandı… Yaşadığı başka güzel şeyler de olmuş, nurlar içinde yatsın. 


Rumuz ( Yezdan)


bottom of page