top of page

YARBAY REŞAT BEY, LÂDİKLİ AHMET AĞA ve BEDÜZZAMAN SAİD NURSİ…

Yarbay Reşat Bey, Konya’da bir arkadaşıyla sohbet esnasında, kendisine Bedîüzzaman Hazretlerini ve eserlerini anlatır. Arkadaşı, Bediüzzaman ve eserleri hakkında anlatılanları pek de inandırıcı bulmaz ve reddeder. Reşat Bey arkadaşına “Madem bana inanmıyorsun, gel birlikte Lâdik Köyü’ne gidelim, inandığın güvendiğin Lâdikli Ahmet Ağa’ya Bedîüzzamanı soralım.” der.


Reşat Bey ve arkadaşı hemen yola koyulup Ahmet Ağa’nın yanına giderler. Ahmet Ağa’ya Bediüzzaman ve eserleri hakkındaki fikirlerini sorarlar. Ahmet Ağa: “Ben size onu nasıl anlatayım ki? O bizim gibi herhangi bir tarikat silsilesine bağlı değildir. O, ne kutbü’l-aktaba, ne de herhangi bir kutba bağlıdır. O, doğrudan doğruya Peygamberimizden (sav) feyiz alır ve ona göre hareket eder… Size, bir hatıramla onun manevî makamını anlatayım… Bir gün Hızır Aleyhi selam geldi. Eskişehir’de zelzele olacak, taş üstünde taş kalmayacak. Gel, Bedîüzzaman’a gidelim ve dua etmesini isteyelim ki bu zelzele hafiflesin…” dedi. Sonra, Hızır aleyhi selamla gidip, Bedîüzzaman’a vaziyeti anlattık. Bediüzzaman, “Haberim var, haberim var!” diye bize karşılık verdi. Hızır Aleyhi selam “Dağlara gidip duâ edelim!” dedi. Bedîüzzaman, “Ben hastayım, siz dağlara çıkıp dua edin, ben buradan dua edeceğim!” dedi. Eğer onun duası olmasaydı, gerçekten de Eskişehir’de taş üstünde taş kalmayacaktı!


Bu sözleri dinleyen Yarbay Reşat Bey’in arkadaşı ikna olur. Sonraki yaşamında da Bedîüzzaman’a ve eserlerine taraftar olur…


Hizirlayolculuk.com

bottom of page