RİCAL’ÜL GAYB SOHBETLERİ - YOL ARKADAŞLIĞI
Yolda arkadaşların vardır. Kimi fakir, kimi zengin, kimi çekingen, kimi çocuksu, kimi neşeli, kimi üzgün… Bir umutla ve Allah’ın takdiriyle velayet yollarına intisap etmişlerdir, kendilerine böylesine yüce bir ihsan nasip olmuştur. Tıpkı senin gibi… Çoğu Hak yolcusu ismi azamı merak eder durur, onu araştırır. İsmi azamı bulmak pek de kolay bir şey değildir. Olmayanı olduran, öleni dirilten isimi azam halkasının ilk basamağı Hakkın nuruna gark olmakla başlar… Hakkın nurunu alabilmenin temel koşulu ise birlikte yola çıktığı arkadaşlarını Hakk hatırına sevmek ve onlarla birlik ruhu içinde olup dayanışmaktan geçer. Tarikat berzahında da egemen olan bu altın kural, yalnız velayet caddesinde değil, bütün hakiki cemaatlerde de geçerli olan bir prensiptir.
Yol arkadaşlarıyla gönül birliği içinde olmayan, onlarla oturup kalkmayan kimseler, ismi azam halkasından gelecek olan nur u ilahiyeden kesilirler, kendi halleriyle baş başa kalırlar. Üzerlerine, yolun feyzi ve bereketi inmez. Sudan çıkmış balık gibi olurlar. Her şey arkadaşlarını sevmekle başlar, her şey arkadaşlarından ayrılarak biter. Ricalül gayp velayetinin en mühim esaslarından biri budur. Bu pratikte başarılı olamayanlar bir gül gibi kuruyup solma konağına alınırlar. Kusurları, yol arkadaşlarıyla iletişimi kesmek, gönül bağını koparmaktır… Hakkın nuru, böylesi kimselerin semtlerine uğramaz…
Dünya hayatında, doğal olarak maddi-manevi pek çok sorunlar olur. İç dünyada hüzün, korku, kaygı, umutsuzluk rüzgârları eser. Bunlardan kurtulmanın en etkili yolu, arkadaşlarını gönülden sevmek, onları ziyaret etmek, kendileriyle birlik ruhu içinde kalp dayanışmaktır. Bu husus ricalül gayp velayetinin en mühim prensibidir.
Ricalül gayp velayetinin, arkadaşla dayanışma, birlik ruhu içinde kalma düsturunu ihmal eden ve bu kuralı umursamayıp ihmal eden velayet yolcularına mühlet verilir. Kendileri, velayet yetkilileri tarafından sessizce gözetlenip yıllarca kontrol edilir. Arkadaşlarından uzak durma eyleminden geri adım atmadıkları takdirde, velayet nurları tümüyle kendilerini terk eder. Manevi olarak zehirlenirler. Her şey çok sessiz bir şekilde gerçekleşir. Sessiz ve derin… Oysa onlar, kendilerine önerilen velayet virtlerini yaptıkları için yolda olduklarını sanırlar. Hakikat, hiç de öyle değildir… Arkadaşlarıyla iletişimi koparanlar, arkadaşlarının semtine yanaşmayanlar, aile bütünlüğü içinde huzuru ve velayeti arayanlar, gayp sistemi tarafından kesinlikle izleniyor ve değerlendiriliyor. Velayet yolları yalın kat bir yol değildir. Yapıp ettikleriniz hatta iç dünyanızda, velayet yoluna bakış açınız dahi görevli veliler tarafından izlenip kayıt altına alınıyor. Onlar hakkında notlar tutuluyor. Yoldaki durumları kesinlikle değerlendiriliyor. Sonra da kendileri hakkında bir hüküm veriliyor…
Arkadaşından uzak kalan, onlarla gönül bağını koparan, kendileriyle dayanışma içinde kalmayan velayet yolcuları kesinlikle yollarından eleniyorlar. İsterlerse ibadetlerini ve velayet virtlerini düzenli olarak yapmaya devam etsinler, böylesi kimseler kesinlikle velayet yolunun yolcusu olarak ölmüyorlar. Kendi başlarına buyruk yaşadıkları için kendi alın yazılarıyla baş başa kalarak ölüyorlar…
Ricalül gayp velayetinde kurallara uygun olarak yolculuk yapmanın dünya ve ahirette pek çok mucizeleri söz konusudur. Allah’ın izniyle son nefeslerinde imanlarının şeytana kaptırılmaması, kabir sorgusunda yardım görmek, mahşerin kahreden dehşetli ve korkunç gününde yalnız bırakılmamak bu mucize ihsanlardan bazıları…
Ehli tarikatın en mühim prensiplerinden biri olan mürşit rabıtası, ricalül gayp velayetinde yerini adeta arkadaş sevgisine, onlarla birlik ruhu içinde kalıp dayanışmaya bırakır. Kim olurlarsa olsunlar arkadaşlarla birlik beraberlik içinde kalmak kesinlikle önerilir. Hangi arkadaş? diye bir sual sorulabilir. Kuran ve sünnet dairesinde kalıp yoluyla onur duyan, elinden geldikçe velayet derslerini yapmak için çaba gösteren her arkadaş… Aklını ruhunu geveze etmiş, dünyanın peşine düşmeyi amaç edinmiş, kariyeriyle, zenginliğiyle, zekâsıyla, malıyla- mülküyle kendini üstün gören kimselerle yol insanı olsalar dahi arkadaşlık etmemeniz önerilir. Böylesi kimselerden uzak durmanız, elbette sizler için daha hayırlı…
Aranılmayı uman değil, arayan ol… Kenar duran değil, yolda saygıyla kalan ol… Arkadaşlarına Allah için katlan, hal hatırlarını sor, onları sev ve kendileriyle dayanışma içinde kalıp ismi azam halkasından esen nur rüzgârlarına yelken açmanın tadını çıkar…
Kendini, maddi-manevi hiçbir arkadaşından üstün görme… Değersiz, sıradan, zavallı biri olarak kendini bil… Bil ki ricalül gayp velayeti, hiçliğe yolculuktur… Bunu asla göz ardı etme…
Allah’ın kalbine sevdirmediği hiç kimseyi zorla sevmeye çalışma. Kalbinin ısınmadığı yol arkadaşlarına saygı duy ancak onlarla sarmaş dolaş olma… Kalbine sevdirilenlerle otur kalk… Bu da ricalül gayp velayetinin önemli bir düsturudur…
Altından kalkılamadık dertlerden kurtulmanın, iki cihanda da gönül huzuruna erip velayet yolunun yolcusu olarak imanla bu dünyadan göçüp gitmenin, binlerce maddi- manevi ihsanın en mühim esası arkadaşı sevmek ve yol arkadaşlarıyla gönül birliği içinde kalıp kendileriyle dayanışmaktır…
Seyyid Muhammed Necmeddin
Hizirlayolculuk.com