top of page

FAİZİN HELAK EDİCİ METAFİZİK SIRLARI VE FAİZ YİYENLERİN KÂFİR OLARAK ÖLÜP CEHENNEMDE EBEDÎ YANMA RİSKİ…

“Dünyada; faiz yemenin helak edici metafizik sırlarıyla ilgili yazılanların ilki, yazılacak olanların sonuncusu…” –FERHAT SAUL AARON


Faiz; Arapça kökenli bir sözcük... İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, nema anlamına gelir. Aynı zamanda Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi, paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli olarak da yorumlanır.


Âlemlerin Rabbi olan Allah; hiçbir yoruma kapı aralamaksızın faizi kesinlikle haram kılıp yasaklamıştır. Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (sav) de faizle alışverişi tümüyle yasaklamıştır. Cenabı Allah’ın, Peygamber Efendimizin (sav) yasakladığı bir işi yapmak, Allah’a ve Resulüne harp ilan etmek olur, bunun da her iki dünyada da maddi-manevi helak edici sonuçları olur...


“Faiz yiyen kimselerde ne türden metafizik yıkımlar ortaya çıkar?”


Allah’a iman eden Müslümanların tümünde manevi iman zırhı var. Faiz yiyen kimselerin manevi iman zırhları yırtılır. Eterik (enerji) bedenleri kararır ve buna bağlı olarak da her türden metafizik saldırıya açık bir hale gelirler…


Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın haram kıldığı faizi yiyen kimselerin; imanlarından kaynaklı manevi koruma zırhları yırtıldığı, eterik bedenleri kararıp savunmasız kaldığından “helak edici siyah metafizik enerjiler” böylesi kimselerin fiziksel bedenlerine yerleşirler. Kısa süre sonra da “helak edici siyah metafizik enerjiler” faiz yiyenlerin; evine, eşyalarına, bütün yiyecek ve içeceklerine siner… Ev halkının yiyip içtiği her şeyde “helak edici siyah metafizik enerji” olur. Hane halkı yemek yiyip su içtikçe söz konusu “helak edici metafizik enerjiler” bedenlerine yerleşir… Kendilerini; söz konusu helak edici enerjilerin “laneti” kuşatır…


Sosyal hayatta da; faiz yiyen kimseleri sürekli olarak “helak edici metafizik enerji” takip eder. Böylelerinin yemeklerini yiyen, çayını, kahvesini içen kimselere de söz konusu helak edici enerjiler geçer…


“Helak edici metafizik siyah enerjiler nasıl yıkım oluşturur?”


Bu enerjiler; faiz yiyen kimselerin, iman nurlarını yavaş yavaş yok eder… İman nuru sönmeye yüz tutunca “helak edici metafizik enerjiler”, faiz yiyen kimselerin yüzünü karartır… Böylesi kimseler; faiz yemeye devam ettikçe yüzlerindeki kararmalar kökleşerek kalıcı olur… Şayet tövbe edilip bu hatadan dönülmezse bir zaman sonra böylesi kimseler manevi “kâfir mührü” yerler. Artık bu aşamadan sonra mühür yemiş olan kimseler için kesinlikle kurtuluş yoktur… Mühür yiyen kimselerin tümü; son nefeslerinde, istisnasız olarak imansız giderler… Faiz yemenin bazı olumsuz sonuçları:


Faiz yiyen bir kimsenin aile sevgi bağları ortadan kalkar… Evinde; sürekli huzursuzluk, tartışma, çekişme, kavga olur.


Eşler arasında cinsel sorunlar ortaya çıkar; huzur ve mutluluk veren bir cinsel ilişki yaşayamazlar…


Kazançlarındaki bereket ortadan kalkar, paranın nereden gelip nereye gittiği anlaşılamaz…


Faiz yiyen kimselerin çocukları asi olurlar; serseri, boş vermiş tutumlar sergileyip adeta, anne-babalarından intikam alırlar ve lâf söz dinlemeyen birer fitneye dönüşürler…


Faiz yiyenlerin sosyal çevreleri; kendileri gibi fasık kimseler olur… Allah, iman ehli kimselerin kalbinden faiz yiyen kimselerin sevgisini alır… İman ehli kimseler, isteseler de faiz yiyenleri gönülden sevip kendileriyle dost olamazlar ve buna benzer daha binlerce metafizik yıkım…


“Şeytanlar, faiz yiyen kimselerin bedenlerine nasıl yerleşirler ve ne türden sorunlara yol açarlar?”


Şeytanlar; faiz yiyen kimselerin bedenlerine bir enerji olarak girerler… Sürekli olarak o kimseyi, daha fazla paranın, daha fazla servetin ve dünya malının peşinden koştururlar… Faizi yemeyi kendine doğal bir ticaretmiş gibi gösterirler ve faizle, daha fazla yatırımlar yapması için kendisini teşvik ederler. Artık böylesi bir kimse; faiz kredisiyle; ha bre ev, araba, arsa, villa alma peşinde koşmakla ömür tüketmek zorunda kalır…


Faiz yiyen bir kimse; eşiyle cinsel ilişkiye gireceği zaman; şeytanlar da kendisiyle birlikte eşiyle cinsel ilişkiye girerler. Şayet, böylesi bir cinsel ilişkiden o bayan hamile kalmışsa dünyaya getirdiği bebek, ileride İslam’a duyarsız ve Allah’a asi bir kimse olur… İbadet yapmaktan kaçınır, istese de namaz kılamaz, kılsa da namaza devam edemez… Günümüzdeki insanların kahır çoğunluğu namaz kılamıyorlar. Bunda; ailelerinin faiz yemiş olmaları çok önemli bir etken…


Faiz yiyen insanları “helak edici siyah metafizik enerjiler” çarpar… Bu çarpmaya şeytanlar da eşlik ederler. Şayet, faiz yiyen kimseler “Promosyon hediyedir, faiz değildir ya da “Kredi kartıyla alışveriş yapıyoruz, bunun neresi faiz? Bu da bir ticarettir, faiz değildir.” derlerse tam o anda “kâfir mührü” yerler… Artık böylesi kimseler için kurtuluş yoktur… İstedikleri kadar namaz kılıp oruç tutsunlar, zekât, sadaka verip Hacca gitsinler, değişen hiçbir şey olmaz ve böyleleri ölüm anında kesinlikle imansız giderler… Onlara, ötelerde şefaat da yoktur. Ebedi olarak cehennemde azap görürler… Kredi kartıyla faizli alışveriş yapmak; son derece tehlikelidir, insanı helâk eder ve kâfir olarak imansız gitmelerine neden olur…


Faiz yiyenleri; kabirde; siyah yılanların sokması, sırtlanlara benzeyen kırmızı gözlü siyah şeytanların parça parça etmesi, toprağın dehşetli bir şekilde kendilerini sıkması ve Mahşer günü, şeytanlar kendilerini çarpmış bir halde dirilmeleri kaçınılmaz bir sondur…


Bir defa faize girip sonra da gönülden pişman olarak “tövbe” edenler için af kapısı açıktır… Şayet; ikinci, üçüncü, dördüncü defa aynı hataları yapmışlarsa onlara kurtuluş yoktur; çünkü böyleleri, artık ebedi olarak cehennemde yanan ateş halkından olmuşlardır…


“Faiz yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka bir tarzda kalkmazlar. Bu, onların "Alım-satım da ancak faiz gibidir." demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de faize son verirse artık geçmişi kendisine, işi de Allah'a aittir. Kim faize geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada ebedi kalacaklardır” (Bakara Suresi, 275. Ayet).


Âlemlerin Rabbi olan Allah, faiz yiyenlerin “huzurlarını” yok eder. Kendilerinin üzerlerine de huzursuzluk, gerilim, bunalım, korku ve tanımsız bir manevi ağırlık koyar… Varlık içinde de olsalar kesinlikle gönül huzuru bulamazlar… Hatta yedikleri yemekten dahi tam lezzet alamazlar… Tövbe ettikten sonra tekrar faiz yiyen kimseler, kâfirlerden olurlar… Kredi kartıyla faiz taksitli alışveriş; süreklilik gösterdiğinden ve böylesi alışveriş nefse çok normal geldiğinden “tövbe etmeye” pek de fırsat olmaz… Böylesi kimseler tövbe etmediklerinden; namaz da kılsalar, oruç da tutsalar, zikir yapıp sadaka, zekât da verseler kâfir olarak ölmekten kurtulamazlar…


“Allah, faizi yok eder de, sadakaları artırır. Allah, günahkâr kâfirlerin hiçbirini sevmez” (Bakara Suresi, 276. Ayet).


Bir Müslüman herhangi birine borç para vermişse ya da bir şey satmışsa yalnızca anaparayı talep etmeli, üzerine eklediği faizi silmelidir. Şayet böyle yapılmazsa o kimse, Allah’a ve Resulüne savaş açmış olur… Buna bağlı olarak da helak olmak kaçınılmaz son olur…


“Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve eğer inanmışsanız, faizden artakalanı bırakın. Şayet böyle yapmazsanız, Allah'a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tövbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. Böylece ne zulmetmiş olursunuz ne de zulme uğratılmış olursunuz ” (Bakara Suresi, 278., 279. Ayetler).


Allah ve Resulü; faizi yasaklamıştır. Bu emri tutmayan Müslümanlar, tövbe etmeyip faize girmeye, faizli kredi kartıyla alışverişe devam ederlerse her an “kâfir mührü” yiyebilirler… Kâfir mührü yedikten sonra da hiç kimsenin “tövbesi” kabul olmaz… Artık böyleleri için söylenecek bir tek söz vardır: “Yaşasın, faiz yiyenler için cehennem!”


“Ondan nehyedildikleri halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri nedeniyle öyle yaptık. Onlardan kâfir olanlara pek acıklı bir azap hazırlamışızdır” (Nisa Suresi, 161. Ayet).


Faiz zahirde serveti, malı-mülkü artırmış gibi gözükse de aslında hiçbir zaman artırmaz… Çünkü böylesi kimselerin; mutluluk, huzur; yiyecek içecekten lezzet alma hassaları yok olur… Olsa dahi çok düşük düzeyde olur… Faizin tek bir sonucu vardır: Yıkım. Bu yıkım hem maddi hem de manevidir. Nerede faizle elde edilen bir mal mülk, servet varsa hepsinin üzerinde “ilahi lanet” vardır… Faizle elde edilen servetler; bir fitne eseri olarak önünde sonunda yok olmaya mahkûmdur.


Zekât vermek; zahirde parayı eksiltiyor gibi gözükse de aslında öyle değildir… Zekât vermek; en az bin mertebede maddi-manevi kazanım sağlar… Mutluluk, aile huzuru, yiyecek içecekten alınan haz, Allah’ın helal rızk kapıları açması, kendisine ve ailesine gelecek olan kaza, bela, hastalık ve musibetleri yok etmesi, iman nurunu artırması, ibadet zevki, Allah’ın razı olduğu kullar arasına girmek, imanla ölmek, büyük cennet makamlarını elde etmek ve gönül huzuru zekât verme kazanımlarından bazıları…


“İnsanların mallarından artsın diye, verdiğiniz faiz Allah Katında artmaz. Ama Allah'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekât ise işte sevaplarını ve gelirlerini kat kat arttıranlar onlardır” (Rum Suresi, 39. Ayet).


Faiz yiyen bayanlar, öz babalarıyla; faiz yiyen erkekler de öz anneleriyle zina etmek kadar günaha girmiş olurlar. Müslüman bir insana tecavüz etmek kadar faizin günahı şiddetlidir… Bu manada bir hadisi şerif:


“Faiz günahı yetmiş üç bölümdür. Onların günah cihetinden en hafifi, kişinin annesi ile zina etmesi gibidir. Bilin ki faizin en şiddetlisi Müslüman kişinin ırzıdır”(Hâkim 2259, İbni Mace 2274, İbnu’l-Carud 647, Albânî Cami 3539).


Sizlere Kuran nasihati ettik… Gönülden yankılanan sözler söyledik… Hadi bugün güzel bir kahve yapıp için… Kahvenizi yudumlarken sakin bir zihinle bu yazıyı birkaç defa okuyun ve üzerinde düşünün… Şayet, kredi kartıyla faizli alışveriş yapıyorsanız; bunu, hemen sonlandırın. Faizle araba, ev, arsa vb. almışsanız bundan kurtulmanın çarelerini arayın ve Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hemen tövbe edin… Ömrünüz boyunca da faizden uzak durun… Bu konuda seçki size kalmış… Çünkü hiç kimse bir başkasına hidayet veremez… Hidayeti; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah verir… Biz; yalnızca hidayete giden doğru yolu gösteriyoruz… Bu hidayet yolunda yürüyüp yürümemekte tamamen özgürsünüz…


Bu arada; kâr-zarar ortaklığıyla çalışan İslami finans kuruluşları faiz kapsamında değiller… Kâr zarar ortaklığına dayalı İslami finans kuruluşlarıyla ticari alışveriş yapmak, faiz kapsamı içinde değerlendirilemez…


Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir…


FERHAT SAUL AARON

KANADA

bottom of page