UFO SANILAN SÜREYYA KAMER EHLİ ÂDEMOĞULLARI VE HIZIR TEKNOLOJİSİ…
Bilimsel gelişmelere ışık tutması bakımından, Mevlana Halid Bağdadi’nin iki yüz yıl önce kaleme aldığı Hızır Tezkiresi çok büyük bir önem arz etmektedir. Ne yazık ki Hızır Tezkiresindeki eşsiz bilgilerden, İslam âlemi değil, Batı dünyası istifade etmekte… Mevlana Halid Bağdadi, bu tezkireyi, ledün ilmiyle kaleme almış, yani herhangi bir yazılı kaynağa başvurmaksızın tamamen kalp gözüyle gördüğü hakikatleri yazmış. Bu çalışmada, Mevlana Halid Bağdadi’nin Hızır Tezkeresinden kesitler alıp bunları açıklamaya çalışacağız… Bu yolla, dünya dışı evrenlerde yaşam süren âdemoğullarına ve eşsiz teknolojilerine dikkat çekmeyi amaçladık.
Mevlana Halid Bağdadi; Hızır Tezkiresinde, iki yüz yıl önce, Hıristiyanların Aya ineceklerini haber veriyor. ABD’nin amblemi kartaldır. Aya inen ilk uzay mekiğinin adı da Eagle, yani kartaldır. Mevlana Halid Bağdadi, Aya inecek olan astronotların, Aydaki kraterleri göreceklerini dahi iki yüz yıl öncesinden haber vermiş. Mevlana Halid Bağdadi’nin Hızır Tezkiresinde yazdıkları tümüyle gerçekleşip birer hakikate dönüşmüştür.
“Hristiyanlara ait Kartal, Ay’a inecek ve Ay’daki kraterleri görecekler…” –Mevlana Halid Bağdadi
Krater nedir? Bir gezegenin, Ay'ın veya başka bir katı cismin yüzeyinin, daha küçük bir cismin yüzeyine hiper- hızla çarpmasıyla oluşan bir dairesel çöküntüdür. Patlama veya içsel çökme nedeniyle oluşan volkanik kraterlerin tersine, çarpma kraterleri, çevresindeki araziden yükseklik olarak daha alçakta olan kenar ve zeminleri yükseltir. Çarpma kraterleri küçük, basit, kâse biçiminde çöküntüden; geniş, karmaşık, çoğul halkalı çarpma havuzuna kadar dağılım gösterir.
ABD'nin Arizona eyaletinde bulunan Barringer Meteor Krateri küçük çarpma kraterinin dünya üzerindeki en bilindik örneği…
Çarpma kraterleri Ay, Merkür, Kalisto, Ganymede'yi ve ayrıca küçük uyduları ve asteroidleri de içeren birçok Güneş Sistemi elemanlarının baskın coğrafik özellikleridir. Aktif yüzey jeolojik süreçleri daha çok tecrübe edinen diğer gezegen ve uydularda, Dünya, Venüs, Mars, Europa, Titan gibi görünebilir. Merkür, Ay ve Mars'ın güney yüksek arazileri gibi eski yüzeylerin krater oluşum kayıtları, aşağı yukarı 9,3 milyar yıl önceki iç Solar Sistem içerisindeki yoğun erken bombardıman dönemlerini göstermektedir.
Ayda neden kraterler var? Âlemlerin Rabbi olan Allah, yarattığı her şeyi, yüce bir hikmet düzlemi içinde yaratmış… Aydaki kraterler, güneş ışıklarını emen ve yansıtan; adeta manyetik bir çanak vazifesi görmekte… Ay kraterinden gelen manyetik dalgalar, ışınlar; bitkilerin olgunlaşmasından tutun, denizin dibindeki canlıların üremesine, hatta insanların duygu durumlarının değişmesine dahi katkı sağlamaktadır…
“Arzdan, Süreyya Arzına kadar, kamerler silsilesi vardır. Âdemoğlu, Kıyamete kadar bunları keşfedecektir. “Arzın Kameri; adını “Nun Suresi’nden ve bunun “Kaf” harfinden almıştır.” –Mevlana Halid Bağdadi
Mevlana Halid Bağdadi’ye göre, yeryüzü arzından; Süreyya arzına kadar pek çok kamerler (Aylar) silsilesi mevcuttur ve bunlar, keşfedilmeyi beklemektedirler. Dünyanın uydusu olan Ay; adını Nun suresinden ve Kaf harfinden almıştır. Âdemoğulları; bu kamerler silsilesini kıyamete kadar keşfedeceklerdir.
“Kamer’in sufli mahlûku Dünya’ya inecektir. Kamer, o gün, toplantı yeri olacak; Âdemoğlu, Âdemoğlunun oğlu, süfli müvekkili, rahmani müvekkil ve münadi müvekkili hazır bulunacaklardır.”-Mevlana Halid Bağdadi
Âdemoğlu Ay’a indiği zaman, Ayın sufli mahlûku olan cinler de kendilerine has teknolojilerle Dünyaya inmeye başlayacaklardır. Sufli ne demektir? Sufli, aşağı, aşağılık, bayağı, adi, pis kılıklı, hırpani, tipsiz anlamına gelir. Aynı zamanda; Kuranı Kerime iman etmeyen şerli, kâfir cinlerin bir unvanıdır.
Mevlana Halid Bağdadi’ye göre; Hıristiyanlar Aya indiğinde dünyanın uydusu olan Ay, bir toplantı yeri haline gelecektir. Aya iniş anında; başka gezegenlerde yaşam süren ve çok ileri teknolojiye sahip olan diğer âdemoğulları, âlemlerde hayat süren sufli cinlerin müvekkili, âlemlerde hayat süren Mümin cinlerin müvekkili ve âdemoğlunun Aya inişini bağırarak ilan eden bir ruhani seslenici, eşzamanlı olarak ayda hazır bulunacaklardır; fakat bu durumdan, Aya inen astronotlar ve dünyadakiler habersiz olacaklardır, imtihan sırrı gereği astronotlar, onları göremeyeceklerdir...
Öyle görünüyor ki bizler ayrımında olmasak da ABD’nin Aya gönderdiği uzay mekiğine eşlik eden, ulvi-sufli cinlerin vekilleri ve Süreyya Kamer ehlinden insanoğulları uzay mekiğinin Aya inişini izleyip kayıt altına almışlar… Hızır Tezkiresi makalesindeki durum, açıkça bunu gösteriyor…
“Onlara, ‘kendilerinin de oğulları olan’ ve ‘Süreyya Yıldızı’ ehlinden gelen, oval biçimli “saklı” bir nesne refakat ve nezaret edecektir. Bunların tabak biçimindeki araçları, en yüksek hız gücüne ve Hazreti Hızır’ın teknolojisine sahiptir. Açıkça görünürler ve bir görevi tamamlamak için orada bulunmaktadırlar. Ay’ın paylaşılması, o gün mübarek kılınmıştır…”–Mevlana Halid Bağdadi
Apollo 11; Ay yüzeyine yapılan insanlı ilk uzay uçuşudur. Amerika Birleşik Devletleri'nin bu uzay uçuşunda astronotlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin 20 Temmuz 1969 günü saat 20.18'de (EEZ) Ay yüzeyine iniş yapan ilk insan oldular. İnişten altı saat sonra 21 Temmuz günü 01.56'da (EEZ) Armstrong ay yüzeyine adım atarak bu konuda da bir ilki gerçekleştirdi. Uçuşun mürettebatının üçüncü üyesi olan Michael Collins bu sırada Ay yörüngesinde Armstrong ve Aldrin'i taşıyan modülle bir araya gelmek için beklemedeydi. Görevin üç üyesi de sekiz gün uzayda kaldıktan sonra dünyaya döndüler.
Mevlana Halid Bağdadi’nin Hızır Tezkiresinde, dünyayı yerinden oynatacak şok edici bilgiler saklı… ABD; Aya ilk defa indiğinde Süreyya yıldızı ehlinden olan insanlar, tabak biçimindeki –UFO- araçlarıyla Aya inen uzay mekiğine eşlik ettiler. Aya iniş anında, ışık topu gibi tabakamsı UFO görselleri, NASA kamera kayıtlarında gözükmekte… Buradan açıkça anlaşılıyor ki Süreyya Yıldızında, dünyadaki insanların soy bağından olan kişiler yaşam sürmekteler ve çok ileri teknolojiye sahipler. Hızır Tezkiresinde bu, açıkça dillendiriliyor.
ABD’nin Aya inişi anında, uzay mekiğine eşlik eden UFO’ların içinde Süreyya Yıldızı ehlinden insanlar vardı. Süreyya Yıldızı ehlinden olan bu insanlar, Hazreti Hızır aleyhi selamın teknolojisine sahipler… Yani zamanda yolculuk yapmak ve sultani güç teknolojisi, bir âlemden başka bir âleme geçiş teknolojisi… Bugün çok tartışılan UFO Uçan daireleri, Süreyya Yıldızı ehlinden olan insanlara özgü… Bu UFO’ların hızına ulaşmak kesinlikle mümkün değildir, herhangi bir UFO’yu; füzeyle ya da uçaksavarla vurmak dahi kesinlikle mümkün değil… Çünkü bir saniye içinde buut değiştirip, dünyadaki uzay mekiğinin on beş milyar yılda alacağı mesafeyi; yalnızca on beş saniyede kat ediyorlar. Bu akıllara durgunluk veren olağanüstü bir durum… UFO’lara ait uçan dairelerin yakıtları dahi benzin veya gaz türünden yakıtlar değil… Çok büyük olasılıkla Kara deliklerin sırrından ve enerji taşlarından elde edilmiş; milyarlarca yıl tükenmeyecek türden bir enerji kaynağı…
Âlemlerin Rabbi olan Allah, Rahman suresinin 33. Ayetinde, cinlere ve insanlara sesleniyor, göklerin ve yerin sınırlarını aşıp bunların ötesine geçemeyeceklerini kendilerine bildiriyor. Demek ki insanoğluna ve cinlere; göklerin ve yerin sınırlarını aşmaları için kesinlikle müsaade yok… Mevlana Halid Bağdadi’nin ön gördüğü gibi insanlar Kıyamete kadar; arz ve Süreyya Yıldızı arasındaki Ayları keşfetmekle sınırlandırılmışlar. Buradan öteye geçmek teknolojiyle değil; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın verdiği sultani bir güçle mümkün olabilir. Ayette buna işaret var. Bu sultani güç ne olabilir? Bunun bilgisi, gizemli Hızır Peygamberde saklıdır.
Rahman suresinin 33. Ayetinde; göklerin ve yerin sınırlarını aşabilmek; yalnızca Allah tarafından verilmiş sultani bir güçle aşılabileceği vurgulanıyor. Büyük olasılıkla bu sultani güç; kara deliklerden başka bir şey değil… Bir gün, cinler ve insanlar kara deliklerin sırrını çözüp onların içinde yolculuk yapabilirlerse göklerin ve yerlerin sınırlarını ancak o zaman aşabilirler… Ayette buna işaret var… Gizemli karadelikler, yaratılmış olan âlemlerin giriş kapıları hükmündedirler… Karadelikler; başka âlemlere, oradan da bambaşka zamanlara götürebilecek tek sultani güç… Karadelikler olmaksızın, cinler ve insanlar kendi teknolojileriyle kesinlikle farklı zamanlara; göğün ve yerin ötesine yolculuk yapamazlar… Karadeliklere; Allah, sultani bir güç vermiş, bunu çok iyi anlamak gerekir… Bilim insanlarının, Karadeliklerin sırrını çözmeye odaklanmaları gerekmekte…
“Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin sınırlarını aşıp öteye geçebilirseniz haydi geçin! Ama (tarafımızdan verilmiş) sultani bir güç olmadıkça geçemezsiniz.” – Rahman Suresi, 33. Ayet.
Cinlerin ve şeytanların göklerde ve yerde gelebilecekleri sınırlar, Allah tarafından önceden belirlenmiş… Bu sınırları gözeten ruhaniler ve melekler var… Şayet cinler ve şeytanlar, önceden belirlenen sınırları aşmaya kalkışırlarsa onların üzerine yalın bir ateş alevi ve erimiş bakır gönderiliyor. Bundan kurtulmak için dahi, birbirleriyle yardımlaşmaları mümkün olmuyor ve böylece helak olup gidiyorlar… Erimiş bakırda cinleri ve şeytanları hapseden, öldüren, engelleyen çok büyük ilahi sırlar saklı… Zülkarneyn’in Yecüc- Mecüc’ü hapsetmek için neden erimiş demir ve bakır alaşımlarını birlikte kullandığını açıklamıştık. Bunun sırrını, Sitedeki Yecüc- Mecüc konulu makalede bulabilirsiniz.
“Üzerinize yalın bir ateş alevi ve erimiş bakır gönderilir de kurtulmak için birbirinizle yardımlaşamazsınız.”- Rahman suresi, 35. Ayet.
İslam ülkeleri; bilimsel gelişmelere önem verip kesinlikle UFO üzerine kafa yormalılar, UFO İstihbarat birimleri kurmalılar… Çünkü onlarda, çok ileri düzeyde tıp, çok ileri düzeyde uzay ve çok ileri düzeyde silah teknoloji bilgileri var… Klonlayarak, kopyalayarak ürettikleri insansı forumda canlılar dahi var…
ABD; çok uzun yıllardan bu yana, 51. Bölgede dünya dışı varlıklara yönelik neden araştırmalar yapmakta? Tabii ki Hollywood filmlerine ilham verip renk katsınlar diye değil… Bu çalışmaların belli başlı iki amacı var:
Dünya dışı varlıkların, dünyayı tehdit edebilecek bir güç olup olmadıklarını anlayabilmek; dünya dışı varlıkların kullandıkları ileri teknolojiden yararlanarak dünya lideri bir ülke konumuna yükselip dünyayı tümüyle ele geçirmek…
Türkiye; kesinlikle UFO Görsellerini, yakalanan uzaylıları ABD’ye teslim etmemeli, bu bilgileri kıymetlendirmek için kendi bünyesinde istihbarat birimleri kurmalı… Türk istihbaratı, Türk bilim adamlarıyla birlikte koordineli çalışmalı, bilim insanları UFO’lardan elde ettikleri bilgilerle tıp, uzay, silah teknolojisi alanında çok büyük atılımlar yapabilirler. Türkiye’de yüzlerce UFO vakası var… Kaçırılan hamile bayanlar, çip (yonga) takılan yüzlerce insan, uzaylı varlıkları gören köylüler… Deprem öncesi görülen uçan daireler… Ve buna benzer daha binlerce şey…
Mevlana Halid Bağdadi’nin Hızır Tezkiresinde iki yüz yıl önce anlattığı UFO’lar, uçan daireler masal değil; bir hakikattir… Süreyya Kamer ehlinden olan âdemoğulları ile irtibat kurmak ve onların ileri teknolojilerini elde edip ülkemizin ilerlemesine katkı sağlamak harika bir tutum olur. Türkiye’de; UFO ihbar hattı kurulmalı, vatandaşlar ellerindeki belge ve bilgileri bu merkeze göndermeli, söz konusu kayıtlar, ilgili istihbarat birimlerince değerlendirilip ilgili Türk bilim insanlarına teslim edilmeli, bu yolla da dünya dışı, çok ileri teknolojilere adım atılmalı…
Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir…
Ferhat Saul Aaron
Hizirlayolculuk.com