KIYAMETTEN ÖNCE ÇIKACAK OLAN YECÜC - MECÜC’ÜN KURANI KERİMDEKİ SIRLARI…
Âlemlerin Rabbi olan Allah; Kuranı Kerimde, Zülkarneyn’i yeryüzünde iktidar sahibi kıldığını, ona, katından bir rahmet verdiğini, dünyada ihtiyaç duyduğu her türden sorunu çözebilmesi için kendisine bir ilim öğrettiğini açıkça vurgulamaktadır. “Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar sahibi kıldık, ona muhtaç olduğu her şey için bir yol öğrettik." – Kehf suresi, 84. Ayet
Yol bulup giden Zükarneyn, iki dağ arasına ulaşmıştır. Bu dağlar nerededir, hangi ülke sınırları içindedir?, belli değil… Zülkarneyn; söz konusu dağın ötesinde, neredeyse hiçbir lisanı konuşup anlamayan bir kavimle karşılaşır. Bu kavim, hangi ulusa aittir?, belli değil… Ayetlerde, bu kavimin adı açıklanmıyor…“Nihayet iki dağ arasına ulaştığında bunların ötesinde nerede ise hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.” – Kehf suresi, 93. Ayet.
Söz konusu kavim; Zülkarneyn’e, Yecüc-Mecüc’ün, memleketlerinde bozgunculuk yaptıklarından dert yanarlar, Yecüc-Mecüc’le, kendi aralarına set yapmasına karşılık, bunun bedelini ödemeyi Zülkarneyn’e teklif ederler. “Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye’cûc ve Me’cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir set yapman için sana bir bedel ödesek kabul eder misin?”- Kehf suresi, 94. Ayet
Zülkarneyn söz konusu kavme Rabbinin verdiği nimetin, o kavmin vereceklerinden daha hayırlı olduğunu söyler. Yecüc- Mecüc’le aralarına bir set yapmak için söz konusu kavimden, kuvvetleriyle kendisine destek vermelerini ister. “Zülkarneyn şöyle cevap verir. Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret sizinkinden üstündür. Siz bana kuvvetinizle destek olun da sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım.” - Kehf suresi, 94. Ayet
Zülkarneyn, söz konusu kavimden demir kütleler getirmelerini ister. O kavim de iki dağ arasındaki vadiyi demirle doldururlar. İki dağın arası aynı seviyeye gelince, Zülkarneyn, demiri ateşle körüklemelerini kendilerine emreder. Demir, kor haline gelince, o kavimden bir miktar erimiş bakır ister, bu erimiş bakırı demir üzerine döker… Erimiş demirin üzerine, erimiş bakır dökülerek bir alaşım elde edilir. “Bana, demir kütleleri getirin.” Nihayet (vadiyi demirle doldurup) iki dağın arasını aynı seviyeye getirince, “Ateşi körükleyin!” dedi. Artık onu kor haline getirdiği vakit, “Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim” dedi. - Kehf suresi, 96. Ayet
Zülkarneyn; set yapımından sonra, Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın kendisine verdiği ilimi ledünle, Yecüc-Mecüc kavminin artık bu setti aşıp delemeyeceklerini kesin olarak bilmektedir. Zülkarneyn, Allah’ın kendisine verdiği ilmi ledünle, bu settin kıyametin az öncesine kadar sağlam bir şekilde kalacağın Allah’ın izniyle bilmektedir. “ Artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler.” - Kehf suresi, 96. Ayet
Zülkarneyn, Allah’ın kendisine verdiği ledün ilmiyle, vaadedilen kıyamet günü yaklaştığında, bu settin Allah tarafından yerle bir edileceğini ve Yecüc-Mecüc’ün her tepeden inerek dünyayı istila edeceklerini çok iyi bilmektedir. Zülkarneyn, “Bu, rabbimden bir rahmettir. Fakat rabbimin vaadi gelince O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vaadi haktır” dedi. - Kehf suresi, 98. Ayet
Yecüc-mecüc setleri açıldığı zaman, onlar her tepeden akın etmeye başlarlar. Bu Allah’ın bir vaadidir. Yecüc- Mecüc’ün, Kıyamet kopmadan önce zuhur edeceği ayetlerde açıkça belirtiliyor. Kıyameti, ahireti, din gününü inkâr eden topluluklar Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın Kuranı Kerimde bildirdiği Yecüc-Mecüc’ü gözleriyle görünce, şok yaşayıp kendi kendilerini kınayacaklar… Tövbe kapısı kapandığından, inkârcıların bu tövbesi de kendilerine hiçbir fayda sağlamayacak… “Nihayet Ye’cûc ve Me’cûc sedleri açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman; Şaşmaz sözün gerçekleşmesi yaklaşmıştır; bir de bakarsın ki inkârcıların gözleri yerinden fırlamış! “Gerçekten biz, bu konuda gaflet içindeymişiz; daha da ötesi büsbütün zulme batmışız.” diye yakınmaktadırlar!” –Ankebut suresi, 96-97. Ayetler.
Yecüc-Mecüc Moğol ve Çin kavmidir, diyen İslam âlimlerine sormak gerekir: “Zülkarneyn, yaşayan dünya kavimlerinden hangilerini demir bakır dökerek iki vadi arasında hapsetmiş olabilir ki? Şu ana değin, yeryüzünde böyle bir kavim var mı? Şayet böylesi bir kavim velev ki iki dağ arasında hapsedilmiş olsaydı ve bunlar dahi dünyayı istila etmeye kalkışsalardı nükleer silahlar, lazer silahları, uçaklar, otomatik silahlar, bombalar, füzeler ve SİHA’lar karşısında onlar ne yapabilirlerdi?” Kesinlikle hiçbir şey yapamazlardı! Dünya ulusları ellerindeki nükleer silahlarla, uçaklarla, füzelerle onları yerle bir edelerdi… Buradan bakıldığında Yecüc- Mecüc kavminin Moğol ve Çin kavmi olmadığı açıkça görülüyor… Moğol ve Çin kavmi, şu an için hangi demir-bakır karışımıyla nereye hapsolmuşlar ki kıyametten önce çıkıp da dünyayı istila etsinler? Bu, mümkün değil!
Kimi İslam âlimlerinin Yecüc- Mecüc’ü, Moğollar ve Çinliler olarak ön görmeleri, Kıyamete yakın bir zamanda bu kavimlerin öncülüğünde anarşistliğin artacağını, bunu yapacak potansiyelin dahi Moğol ve Çinlilerde olduğunu düşünmeleridir… Bazı İslam âlimlerine göre Yecüc-Mecüc, söz konusu anarşist Moğol ve Çin kavmidir… Bu bir çıkarımdır; ancak böylesi bir düşüncenin, Kuran ayetlerindeki Yecüc-Mecüc hakikatiyle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Ayette; Yecüc-Mecüc için ne deniyor, kimi İslam âlimleri bundan ne anlıyor? Aralarında hiçbir bağ ve ilgileşim yok!
Kimi İslam âlimlerinin Yecüc-Mecüc, Moğol ve Çin kavmidir, düşüncelerinin hiçbir mantığı yok… Moğol ve Çin kavmi Zülkarneyn’in yaptığı hangi setten kurtulmuşlar? Hep birlikte, hangi tepelerden inerek eşzamanlı bir şekilde dünyayı istilaya kalkışmışlar? Kıyamet neden kopmamış? Bu soruların tümü yanıtsız… Moğol ve Çin kavminin Yecüc, Mecüc olduğunu ön görmek, Kuran hakikatiyle bağdaşmıyor. Şu an için ne Moğolistan’ı Zülkarneynin setti engelliyor ne de Çin’i… Suphanallah Çin setti set midir? Uçaklar üzerinden geçip gidiyor, buna bir engel mi var? Ne Çin ne de Moğolistan hiçbir yere hapsolmuş değiller. Kimi İslam âlimlerinin Moğolistan’ı ve Çin’i Yecüc – Mecüc kavimleri olarak nitelemeleri akla, mantığa, bilime tümüyle aykırıdır! Böylesi bir düşünce, Kuran hakikatiyle bağdaşmıyor… Varsayalım ki Moğolistan ve Çin dünyayı istila etmeye yeltendiler; onca medeni uluslar var, ellerinde nükleer silahlar, füzeler, uçaklar var… Böylesi bir durumda; yalnızca dünya savaşı patlak verir ve bunun da kazanan tarafı ne Moğolistan ne de Çin olur…
Bizce Zülkarneyn’in hapsettiği kavim olan Yecüc-Mecüc, âdem neslinden olan kimseler değiller. Çok büyük olasılıkla ruhani kavimlerinden bir kavim... Zülkarneyn’in demir bakır eritip set yaptığı vadi; iki dağın arasında bulunan bir yer. Ve bu vadi ya da mağara metafizik buutta yaşam süren Yecüc- Mecüc kavminin dünyaya çıkış merkezleri... Şayet; bu mağaradan içeriye girmek mümkün olsaydı hiç kimse gözle görülmezdi; ancak bu mağaraya girenler kesinlikle sağ salim çıkmazlar, karadeliğin yuttuğu nesneler gibi yok olup giderlerdi… Cesetleri dahi bulunamazdı… Gidiş o gidiş, nereye gittikleri de belirsiz olurdu…
Esrarlı karadeliklerin nesneleri yutup başka buutlara taşıdığı gibi aynen öyle de Yecüc ve Mecüc’ün hapsedildiği mağara dahi insanları belirsiz buutlara taşıyıp yok eder. Tıpkı kara delikler gibi, bu vadinin ve mağaranın da kendine özgü manyetik çekim alanı var… Büyük olasılıkla Zülkarneyn’in Yecüc, Mecüc kavmini hapsettiği mağara, onların dünyaya çıkış yerleri… O mağara dahi, bir kara deliğin ağzı gibi... Yecüc Mecücler ise dünyaya; yalnızca o vadiden, mağaradan giriş yapabiliyorlar...
Zülkarneyn; Allah’ın katından rahmet verdiği, ilimi ledün öğrettiği bir elçidir. Demir, bakır karışımıyla kapatılan mağara – ki bu iki alaşımın yaydığı manyetik enerji- büyük olasılıkla Yecüc, Mecüc kavminin dünyaya gelişlerini hem manyetik olarak hem de frekans olarak engelleyebilme özelliğine sahip…
Zülkarneyn’in Yecüc - Mecüc’ü hapsetmek için demir ve bakır metallerini birlikte kullanması, kesinlikle rastlantısal bir şey değildir; kesinlikle çok büyük bir kimya sırrını; kesinlikle çok büyük bir fizik ilmini bünyesinde barındıran bir hikmettir, mucizedir…
Zülkarneyn; Allah’ın kendisine verdiği ilimi ledünle; hangi madenleri ne oranda karıştırıp manyetik alan zırhı oluşturarak Yecüc- Mecüc’ü engelleyeceğini, bu karışımın yaydığı frekansı, eşsiz ledün ilmiyle kusursuz bir şekilde hesaplamıştır… Yani Zülkarneyn; demir ve bakırı rastlantısal olarak seçmemiş… Bu seçki; Yecüc, Mecüc kavminin tümüyle önünü kesmeyle, onları hapsetmeyle ilgili kusursuz bir teknik… Bakır yerine; kurşun eritilip demirle birlikte kullanılsaydı ne olurdu? Yecüc-Mecücler, ellerini kollarını sallayarak buradan çıkarlardı… Zülkarneyn; demir eriyiğine, demirle eşit miktarda bakır eriyiği katıp vadideki mağaranın ağzını kapatsaydı ne olurdu? Yecüc- Mecücler, ellerini kollarını sallayarak yine buradan dışarı çıkarlardı… Ayette Zülkarneyn’in“, “Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim” demesi, tamamen ledün ilmiyle ilgili bir hesaplamadır. Erimiş demirin üzerine dökülen “bir miktar erimiş bakır”, Kıyamet öncesine kadar Yecüc-Mecüc’ün dünyaya gelişlerini engellemeyi sağlayacak bir altın orandır ve bu altın oranın ne miktarda olduğu dahi ilahi bir sırdır. Bir miktar erimiş bakır; bir ölçü birimidir ve bunun dozajını; yalnızca Zülkarneyn bilmektedir…
İnsanlar; Peygamber Efendimizden s.a.v bu yana; Kıyamet alametleri üzerinde yoğun olarak tartıştılar. Bu, çok doğal… Kimi İslam âlimlerine göre Kıyametin alametleri tamamdır; kimilerine göre de henüz değil… Kuranı Kerimdeki Yecüc, Mecüc hadisesi; net ve tartışmasız bir şekilde Kıyametin haberidir. Kıyamet kopmadan önce kesinlikle Yecüc - Mecüc çıkacaktır… Ankebut suresinde bu açıkça belirtiliyor. “Nihayet Ye’cûc ve Me’cûc, sedleri açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman; Şaşmaz sözün gerçekleşmesi yaklaşmıştır.”
Bu gün; Google Earth, aracılığıyla bakıldığında iki vadi arasına demir bakır eritilerek hapsedilmiş ve burada yaşamaya tutsak bırakılmış olan bir kavim gösteremezsiniz. Şayet, böyle bir insan kavmi olsaydı, anında bulunurdu. Dünya üzerinde böylesi bir coğrafya yok! Bazı İslam âlimleri şöyle derler: Yecüc- Mecüc Moğol kavmidir, Türklerin atalardır. Zülkarneynin hapsettiği coğrafyadan çıkıp başka yerlere gittiler… Böylesi çıkarımlar; kesinlikle Kuranı Kerim hakikatiyle bağdaşmıyor. Çünkü Yecüc- Mecüc, Kıyametin kesin haberidir ve Yecüc Mecüc çıkar çıkmaz dünya coğrafyasındaki her tepeden aşağı doğru inecekler ve eşzamanlı olarak saldıracaklar. O gün; tepelerden, dağlardan aşağı doğru akın eden Yecüc - Mecüc’ü görenlerin gözleri yerinden fırlayacakmış gibi olur… Çünkü Yecüc- Mecüc insan dışı bir varlıktır, görüntüleri şok edicidir ve onlara karşı koymak ise imkânsızdır. Bu dehşetli tablo Allah’ı inkâr edenlerin şok yaşayacağı bir tablodur; çünkü Allah Kuranı Kerimde, Kıyametten önce Yecüc-Mecüc’ün çıkacağını kesinlikle haber vermektedir. Bu tabloyu gören tüm inkârcılar o gün şöyle diyecekler: “Gerçekten biz, bu konuda gaflet içindeymişiz; daha da ötesi büsbütün zulme batmışız.”
Yecüc-Mecüc, dünya silah teknolojileriyle baş edilmesi olanaksız ruhani kişiler… Kıyamete yakın bir zamanda, Zülkarneyn ’in demir-bakır dökerek hapsettiği vadiden, mağaradan, Allah’ın izniyle seddi aşıp çıkacaklar. Eşzamanlı olarak dünya coğrafyasındaki bütün tepelerden, dağlardan aşağı inecekler. İnsanlar, onları gözleriyle görecek, şok olacaklar. Yecüc-Mecücler; o gün, inanan- inanmayan ayrımı yapmaksızın insanları zirü zeber edecekler… Ta ki Âlemlerin Rabbi olan Allah, Yecüc-Mecüc’e bir kurdu musallat edip kendilerini yok edeceği ana kadar…
Yecüc-Mecüc’ün Kıyametten önce çıkacak olması, Allah’ın bir vaadidir ve Allah, asla vaadinden dönmez… Böylesi bir gün gelip çatmadan önce, İslami bir hayat yaşayıp Allah’ın emrettiği çizgide bir hayat sürmeniz dileğiyle…
Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir…
Ferhat Saul Aaron
Hizirlayolculuk.com