GİZEMLİ YAZILAR

Seyyid İbrahim Düsuki, manevi yolculukta doğru rehberin önemini ve müritlerin nasıl davranması gerektiğini anlatıyor, iç temizliğe ve dini kurallara uymaya vurgu yapıyor.

"Bu salavatı her gün sabah namazından sonra okuyan kimse, bize bahşedilen lütuf ve feyzlere mazhar olur. Zira bu salavatın her bir harfi, Allah Resûlü'nün (s.a.v.) izni ile yazılmıştır."

En güzel isimler, en yüce sıfatlar O'nundur! O, en yüce örneğin ta kendisidir. Onu hayal edemezsin, akıllar onu anlamaz...

Bu makale, okuyuculara Fatiha'nın kuantum boyutta nasıl bir potansiyele sahip olduğunu ve nasıl kullanılabileceğini anlatarak, içsel güçlerini keşfetme ve koruma arayışlarında yol gösteriyor.

Bir zamanlar, yaşlıların hikmetiyle dolu dünyalar vardı. Yaş aldıkça, içlerinde bir nur yanardı, her biri - yaşlı kadınlar, yaşlı adamlar... Avrupa'nın topraklarını boydan boya geçtim, fakat yaşlandıkça güzelleşen bir kadına rastlamadım. Hepsi sanki başka bir şeye dönüşmekteydiler.

Ruhani genetik, en mübarek sufiyi bile bir noktadan sonra etkisi altına alabilir.

Göster bana kim düşman dost, zalim hükümdar, kim onlara saldırmıştır göster.(Biz) geceden gündüz ışığını çekeriz. Güneş de karar kılacağı yere kadar koşmaktadır.

Seyyid Emir Külâl Hazretlerinin hikmetli sözlerinden bazıları…

Üçü “Zahirde Aydınlık”, üçü “Batında Karanlık” olan “Altı Kuvvet” vardır ki, Kainat bunlar üzre muharrektir. Cümlesinin üzerinde bir “Yedinci Kuvvet” vardır ki, o “Altı Kuvvet” bundan çıkmaktadır.

Zig-Zag Grubu tarafından, geleceğin ileri teknolojisinin ürünü olarak açıklanan zaman yolculuğunun, gelecekteki torunlarımız tarafından bir “silah” olarak kullanılması pekâlâ mümkündür.

"Size vasiyetim; size İslâm'ı anlatan hocanıza itirâzı terk, Rasûlullah’ın dînine ittibâ ve benliğinizi aradan çekip, yok etmenizdir! Bu yolun esâsı budur. Bunlar olmadan, bu yolda ilerleyemezsiniz!"

“Bir rahibi 80 günde Müslüman yapabilmeyi başardım; ama 23 yıldır hiç bir klasik Mümini, taassup ve cehaletten kurtarıp, yeniden yapılanmaya ve açıklığa çağıramadım.” -HANS VON AIBERG