top of page

Benimle Kal

bu gece ulu çınarlar şehri terk eder

ateşin üzerinde bir tutam hasret

ay kesiktir

ve sen güvercin olur uçarsın 

fosforlu akşamlarda

kara incir 

kutsal nar

sevdalarını bir adak ağacının kuruyan dalı gibi suya salar

mor çağlayanlarda erirken gözlerin

gül vakti saltanat sürersin

sur dibi diriliş muştularında…

 

ümitler düşerse boşluğa

ölür

yaşamanın cesur körfezidir evler

peygamberlerin çilesidir

siyah güllerin aydınlığı

ellerinde kader çizgileri

bir yakut kolye gibi 

parıldar 

gecelerin karanlığında

gündüzlerin umutlarında

gül olup açarsın

bir ölüm kuşunun hayallerinde 

büyürsün…

 

sen, 

bir rüya 

iplik iplik yağan yağmur

özgür şarkılarda içli bir beste

yolunu kaybedenlerin kızıl yıldız şafağı

kurak toprakların hasreti

lapa lapa yağan kar

aziz bir yalnızlık

akşamları gelen 

incir kuşlarının feryadısın…

 

anlat, 

bakırlaşan duyarsız ufukların yalnızlığını 

bindallı kilimlere dokunan

kalpte sızı aşkları

bir gül gibi taşı göğsünde

yıldızları

kar tutan toprağın ağırlığını

güneyli çocukların masumluğunu

ağaramayan şafakların karanlığını…

 

 

hasretler yalnız uçar

ellerin yağmurlarda ıslanırken 

kalbin sevda pınarlarında aydınlanır

hislerin kaynar yer altı ılıcalarında

güneşte ışır

kararırsın akşamlarda

gözlerin doğuyor kıyamet şafaklarında

gün gelir kavuşursun belki

eleğimsağmalarda… 

 

gündönümüdür

bahar mevsimi gibi girersin

kelimeler ülkesine

damıtırsın hayallerinin özsuyunu

başaklar sana aittir

çocuksu ve masum bir gülümseyişle

titreyen kalbin 

gelecek günlerin aynasıdır

günleri soldurmayan bir takvim…

 

bu kent senin gurbetin

benim sılamdır

senden önce, onlardan sonra

ellerinden öptüğün kutsal cumalarda

mavi bir ses olur

yolculanırsın

gökyüzünden evrensel bir hüzün çöker 

dağlar, söylemişti söyleyeceğini:

-yalnızca insan yüklendi ağır emaneti!..

 

gül açar, 

çocuklar filizlenir

ellerinde yağmur demetleriyle

başakların hasreti büyür

virane taş kemerlerin asırlık yüzü

taraçalarda salınan küpeli çiçekleri

süt ve bal karışımı gül duyarlığıyla yüklü

serapsızdır o gün akarsular…

 

gri gökyüzünde 

bir hasret görümü

erteleme çağında

baharı koparan 

kış fırtınalarının beyaz gelinliği

kurutulmuş hayallerin çöl iklimi 

özgür bir haliç rüyasıdır

çağır, kış pusunun karanlığını

söyle onlara da

siyah güllerin aydınlığını…

 

Ferhat Saul Aaron

Hizirlayolculuk.com



bottom of page