top of page

Nokta

Bir gün aşkın ellerinden tuttum, başladı başka eller hayıflanmaya…Anlamadım gitti neden ayaklar yere basınca gökyüzü kararıyor, yıldızlar kimin güncesi?Eleğimsağma kimin umudu? Nokta ne, noktalı virgül kim, 'be' neden sırrını taşır aşkın?”

 

 

bir nokta koymalı cümlenin sonuna

ikide bir aşka çağırıp durmasa 

ah o an ansızın

noktalı virgül gelir aklıma 

duygusalca ayırır sıralı cümlelerin

öznesini 

ve koşar ardı sıra bağlaçlar:

ama,fakat,çünkü,oysa

neye yarar?

yan yana dizilseler de bütün hatıralar…

 

sokaklar çamurdu üst baş perişan

sıcak yuvalarında insanlar 

şen kahkahalar 

yoldaydı yolda kalanlar

başlardı hep dalgaları gecenin okyanusunda

çalkantılı sahillerinin

telgrafın teli yok bilmem ki neyi kurşunlamalı

yeni yetme sevdaların elinde

demlenirken hatıralar…

 

kız bir büyük çengelin altında nokta

fettan bakışlı süzülmüş demli çay kıvamında

kızlar yangından arta kalan ateşin

körüğü,

kızlar cehennem çağrısının daveti…

 

sert sessiz harfler kelime sonunda 

ateş mi ateş

her yumuşak ekli sessizi benzetir kendine

bütün hakaret kelimelerinin içinde 

hep tanıdıktır o sesler:

aptal, salak, serseri, sünepe,

daha bilmem ne

gördün mü bak nasıl yerleştiler kelimelere?

sert sessizler işte hep böyle…

 

 

denizine ulaşmak

çağı gelmiş sevdaların dilleri

gözlerinin arzular ışığı 

karanlık gecelerini aydınlatsa

onun gönül ateşi 

hep sende kalsa

tutuştursan hatıraları  dileğin olsa

senin elin onun varsıl cebinde 

benim gönlümden kime ne?

onun elleri şunun ellerini tutsa

adı aşk olsa...

 

ne olur, ne çıkar sen davul tokmağı

o delikli zurna

çal çal oyna ah bir de kavuşsanız

bir de çocuğunuz olsa, düşmanlar çatlasa…

kaldı kaç gün?

 

davul tozu minare gölgesi

dokuz ay on gün ellerde bir bebek

acaba çocuğun adını hangi evliya koysa

geç 

güzel ad koymaya uğraşma şu kadar genetik senden

bu kadar genetik ondan

biraz senin biraz onun harcından

topla, çarp, böl

elde kalan ne?

eşittir siz….

 

yapım eki geliyor öfkeli mi öfkeli

ya isimleri fiil yapacak

ya isimleri başka anlamlara kaydıracak

sinsi bir yapım eki daha

fiileri dönüştürür ada,fiilleri başkalaştırır

keyfince

ne biçim iştir bu böyle?

 

iki nokta koşuyor.

soluk soluğa kalmış bir açıklaması olmalı

baş harfi

ne?

tuh aile sırrını açtı,on dokuzunda bir kıza

aaa yakıştıramadım valla

ben de sana…

 

tak topuk selamı altan güreşenler uzaktan uzağa

çalıp oynamalı

ikinci şahsın dili,doğrudan aktarım

dolaylı çıkarım: suizanlı, soslu, okkalı

demiş ki,demişsin ki,demişler ki

-mişler Allah belanı vermiş

gıybet eki başında paralansın

bir şeyi araştırmadan

mı kabullenmeli? senin dinin ne ?

katıksız aptal

söylesene !

 

noktayı çağırıyorum gümüşe çalınca gökyüzü

yıldızlar iplerde dizi dizi

aynalar sırtlarını dönmüş güneşe

yüzleri kapkara yeni hayatları pişmanlıklara yanmak

kin denizlerinde çer çöp olup

sahillere vurmak

karanlıklarda tünemek alın yazıları…

 

neydi o el üstünde tutulmalar

baş döndüren sevgilere yanmalar

el bebek gül bebek hayatlar

noktayı çağırıyorum

tutup son en son cümlenin ellerinden

uzaklaşıyorum

ne virgül, ne üç nokta kalıyor

boşlukta büyük feryat

sizli hayatların son çırpınışları

birer birer batıyor denize

hatıralar...

 

bu dizedeki üçüncü şahıs ben miyim acaba

şu dize azıcık ona mı bakıyor sanki

düşün kara kara

vur sırtını tozpembe hatıralara bir ışık ara

neden böyle yüzün kara

viranelerin yasçısı baykuşlara yoldaş ol

açıl, kin, nefret, iftira ülkesine

yakışıyor sana  bütün bunlar

gercekleri

anlatırlar bir gün mahşer ülkesinde

sana...

 

toprak ayrıştıracak bir gün her şeyi

eti senin kemiği benim demeden

dilin tutulacak sözler ülkesinden göçerken

hayat uçurtman dikenlere takılacak

bak sağa sola

ayıktın ama geç oldu

yüz yüze konuşma erdeminden hep yoksun

kuzu postuna bürünüp gezdiğin günler

onlarca insanı yalan dolanlarla

yoldan çıkaramıyorsun şimdi

neden?

 

ve noktayı çağırıyorum

besmelenin altındaki esrarlı noktayı

iz düşümü uzayda kara delik

kutsal yüzüncü adını sırrı,ismi azam boyalı 

dağılıyor bedenim ben nerdeyim

yıldızlar ne güzel yüzüyor bugün

sizler söyleyin

noktayı çağırmayalım da neyleyelim?


Ferhat Saul Aaron


bottom of page