top of page

Yakın olan uzaklar…

Yakından da yakın olan uzaklar

İç dünyalarında birbirlerini yiyorlar çiğneyerek

Bir yanılsama ki sözden öte, sesten ileri

Şeytan kanatlarının alev alev yandığı yerde…


Yönsemeler ilkbahar, aşklar taze ve körpe

Saksısız, susuz, güneşsiz büyümüş menekşe çiçekleri

Leylaklar yeşeriyorken selam makamında

Ölüler, birer birer dirilip geliyorlar

Kurt ve kuzunun kardeş olduğu semte…


Kırkların bahçesine düştük güneş özsu kesilirken

Salkımlar, salkımların üzerinde

Aşk şarabından içtik

Tapınaklar, anıt anıt eriyordu

Üzerlerinden kara bulutlar geçerken…


Düşüncelerde günah yongası çiğle donanık gül bahçelerinde

Alınyazısı betiğinde günah titreşimli aşk ürpertisi

Ay, yazgı olmuş kader çizgisine

Hasret görümü yollar, dağların üzerinden aşarken…


Açılmış, kalplerin önüne geleceğin yazgısı

En acı merhemlerin yakıcısıyla dağlanmış mazideki yaralar

Hurma ve incir uygarlığından öte

Gölge ve görüntü savından da ileride

Tepi ve dürtü yönsemesine aykırı

Aşkın kanatları gibi mor ve kırmızı

Gün ışığıyla, hep fani olmaya gidiyorlar

Allah’tan razı olanların şöleninde

Vaktin kılıçtan da keskin son töreninde…


Mezar, fabrika bacası ve kuleler

Açılmış önlerine siyah bir kitabın sayfası 

Gün batımı, son doğuş hatırası

Yeniden var olmayı ansıtır

İnkâr kentinin yollarına düşenlere

Çünkü onlar, ayrılıkların usta mimarlarıdır…


Kırklar, diriliş erleridir

Dünya, kucaklarına kesik baş gibi devrilir

Kişneyen atlarının nalları altında ateşten bir kıvılcım

Onlar, gizli dünyaların yankılarıdır…


Kırklar, varoluş baharının yıkılmaz sütunları

Dünyaya tapanlarca hazırlanmış sıra sıra tuzaklar

Düşmanlarında korku ve ürperti

Kırklar, rüzgârlarla gelirler

Çizgilerle, renklerle, ateşlerle

Dünya tapınma ayinlerinin kızgın lavlar çağında

Ayırırlar, bütün yakın olan uzakları

Ve an gelir, 

Defterine, şanlı bir intikam yazarlar…


Ferhat Saul Aaron

Hizirlayolculuk.com



bottom of page