“Niceler gittiler mürşit arayı
Arayanlar buldu derde devayı
Bin kez okur isen aktan karayı
Bir kâmil mürşide varmasan olmaz...”

-Yunus Emre

Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (sav) ile bu yüce İslam dini kemale ermiştir. Peygamber Efendimizin (sav) vefatıyla birlikte, zahiri şeriat görevi sona ermiştir. Peygamber Efendimizin (sav) velayet görevi ise Kıyamete kadar devam etmektedir. Bütün hak tarikatlar, Peygamber Efendimize (sav) bağlıdırlar.

Hakiki tarikatların, Peygamber Efendimize (sav) kadar uzanan sağlam silsileleri olur. Gerçek bir mürşidi kâmilin eli üzerinde Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın eli vardır. Onlara biat edenler de hakikat noktasında Allah’a biat etmiş olurlar.

“Sana biat edenler ancak Allah’a biat etmiş olurlar. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir” (Fetih suresi, 10.Ayet).

Gerçek bir insanı kâmilin vesilesiyle velayet yoluna intisap etmeyenler, sahte halifelere, sahte şeyhlere biat edenler, tarikat dersi vermeye yetkisi bulunmayan dervişlerden el alanlar; doğrudan doğruya, şeytana ve kâfir cinlere intisap etmiş olurlar. Böylelerinin mürşidi de kâfir cinler ve şeytanlar olur… Rüya yoluyla, adım adım delalete sürükleyip onları iman dairesinin dışına çıkarlar.

Muharrem Karabay, emekli sınıf öğretmeni. Bir zamanlar, tasavvuf yoluna girmek için epey şeyh aramış. Ne hikmetse intisap etmeyi düşündüğü şeyhe ulaşamamış. Sonra da dua edip Allah’tan bir mürşit istemiş. Üveysi Zikri öyküsü işte tam da burada başlıyor… Kâfir şeytan, Muharrem Karabay’ın rüyasına gelip kendisini Hazreti Ebubekir’in (ra) oğlu Abdurrahman Gazi (!) olarak tanıtmış. Şeytan; bununla da yetinmeyip Muharrem Karabay’ın rüyasına İmam Ali olarak da gelmiş. Şeytan, daha sonra Veysel Karani olarak rüyaya gelmiş. Anadolu’da yaşam süren birçok evliyanın ismiyle de Karabay’ın rüyasına şeytan gelmiş de gelmiş… Şeytan rüyada Karabay’a Üveysi Zikrini tarif etmiş. Üveysi Zikrinin öyküsü bu…

Bütün bu olaylardan sonra artık, şeytanın müridi olan Muharrem Karabay’ın insanlara hidayet vermek (!) için kitap yazma vakti gelmiştir… Şeytanların dürtmesiyle; Aşkı Üveysi 1, Aşkı Üveysi 2, Aşkı Üveysi 3 kitaplarını ha bre yazıp durmuş. Muharrem Karabay; hakikat noktasında şeytana intisap etmiş, şeytanı mürşit edinmiş, kıt aklıyla insanları irşada (!) soyunmuş zavallı bir velayet yolu cahilidir, sapkın bir bidat ehlidir ve mistik hezayan akıl tutulmasına uğramıştır.

Şeytanların ve kâfir cinlerin Karabay’ı delalete sürüklediği gibi; kendisi de şeytanın rüyada tarif ettiği Üveysi Zikir safsatasıyla ümmeti Muhammedi delalete sürüklemektedir.

Sözde Üveysi zikri; Veysel Karani Hazretlerine ait değildir. Üveysi Zikri ismini şeytan rüyada koymuştur ve bu zikrin arkasında doğrudan doğruya şeytan ve kâfir cinler vardır. Şu an; Türkiye’de Üveysi Zikri yaparak şeytanın ve kâfir cinlerin ağına düşmüş binlerce insan var… Bunlardan çoğu da tesettürlü bayanlar…

Kâfir şeytanlar; Muharrem Karabay’a, ilk önce tarikatlara intisap etmenin gereksizliğine iman ettirmişler. Sonra da namazda Allah’ a değil; içimizdeki ruha rükû ve secde etmek gerektiğini öğretmişler. Muharrem Karabay’a göre;

1. Tarikatlar parça bölüktür ve tarikata girmeye gerek yoktur. Çünkü şeytanın mürşitlik yaptığı Üveysi Zikri, zikir olarak kâfidir ve bu zikir sevgiyi, birliği esas almaktadır.

2. Allah’ın esmalarını çokça zikretmek gereksizdir; çünkü şeytanın tarif ettiği Üveysi Zikri, zikre ait bütün menfaatleri kapsamaktadır ve daha buna benzer yüzlerce mistik hezayan…

Şeytan, bir topluluğu ele geçirdi mi mutlaka kendilerine namazla ilgili oyun oynar… Çünkü namaz dinin direğidir, namaz elden gidince her şey elden gider. Şeytanlar bunu çok iyi bilmektedirler.

Şeytanın müridi Muharrem Karabay, bir sohbet videosunda namaz için bakın ne söylüyor:

“Cesedin namazı ayrı, ruhun namazı ayrıdır. Cesedin namazı için Kâbe’ye yöneliriz. Ruhun Kâbe’si de kendi içimizdeki ruhumuzdur. Namazdaki rükû ve secdeyi kendi ruhumuza yapmalıyız…” Al sana nur topu gibi namaz secdesiyle kâfir olup imansız gitmenin yolu!

Muharrem Karabay, bu sözleriyle hiç kuşku yok ki kâfir olmuştur. Ona talebe olup namazda kendi ruhuna secde edenler de küfre gitmişlerdir. Şeytan bu, hiç affetmez… Alın size bir taşla iki kuş… Üveysi Zikri yapan binlerce insan; farkında olmadan hem şeytana intisap ediyorlar, hem de sapkın itikatlarla küfre gidiyorlar. Şeytan için ne kârlı bir ticaret!

Kişinin namazda kendi ruhuna rükû, secde etmesi; şeytanın ve kâfir cinlerin bir buyruğudur. Çünkü rükû ve secde; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah’a yapılır. Kuran hakikatinde, Peygamber Efendimizin (sav) sünnetinde namazla ilgili böylesi bir sapkın itikat yoktur… Allah yüzümüze bakmış… İyi ki şeytanın müridi Muharrem Karabay, böbreğin namazı ayrı, ciğerin namazı ayrı, bağırsakların namazı ayrı vb. şeyler dememiş… Direk kestirme bir yol:

Allah’a değil, kendi ruhuna rükû ve secde ederek namazını kıl ve nur topu gibi kâfir ol!

Üveysi Zikrinin mucidi Muharrem Karabay; Allah’ın dostu değil, düşmanıdır. Şeytanların ve kâfir cinlerin yeryüzündeki elçisidir; Ahir zaman fitnelerinden çok büyük bir fitnedir…

Muharrem Karabay’ın uydurduğu Üveysi Zikrinin şeyhi şeytandır. Bu zikri yapanlar, doğrudan doğruya şeytana intisap etmiş olurlar. Şeytanlar, kâfir cinler; önünde sonunda bu zikri yapanları hidayet yolundan saptırırlar ve küfre götüren itikatları kendilerine benimsetirler. Tıpkı Allah’a değil içimizdeki ruha, rükû ve secde ederek kâfir olmak gibi… Rüya yoluyla kendilerini aldatıp saptırırlar. Hakiki tarikatlara düşman edip soğuturlar… Şeytanın müridi Muharrem Karabay, işte bütün bunları yapmaktadır…

Muharrem Karabay’ın yüzüne dikkatlice bir bakın… Sahte Mehdiyi Resul kâfir İskenden Evrenesoğlu’na ne kadar da benziyor… Yüzünde zerre nur yok… Manevi olarak çarpılmış… Sosyal medyada Üveysi Zikri yapıp harikalar yaşadıklarını anlatan tesettürlü cilveli kızlar da öyle… Yüzleri nursuz, uğursuz, sevimsiz…

Çakma Üveysi Zikrini yapanların kendilerine, çocuklarına, evlerine, eşlerine kâfir cinler musallat olurlar… Şeytanın tarif ettiği bu zikri yapanlar, önünde sonunda ruhsal bunalıma yakalanarak ruh hastası olmaya mahkûmlar… Tehlikeye giren imanları da cabası…

“Kişi sevdiğiyle beraberdir.” Hadisi şerifinin sırrıyla; Allah’ı bir kenara bırakarak namazda kendi ruhuna rükû ve secde edenlere imanla bu dünyadan göçüp gitmek nasip olmaz. Şeytanlarla, kâfir cinlerle, çok sevdikleri Muharrem Karabay hocalarıyla Cehennemde birlikte haşrolurlar…

Şeytanın müridi Muharrem Karabay’ın “Aşkı Üveysi” kitabında Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın indirdiği İslam dinine aykırı, insanı kâfir yapacak bolca mistik hezeyan var... Muharrem Karabay’ın mürşidi şeytan, ona şöyle bir vazife vermiş:

Üveysi Zikri görüntüsü adı altında Müslümanları küfre sürüklemek, insanların hakiki tarikatlara intisap etmelerini engellemek… Şeytanın müridi olan Muharrem Karabay; işte bu vazifeyi yerine getiriyor…

Suç kimin? Tabii ki Müslümanların! Allah size akıl fikir vermiş, Kuranı Kerim göndermiş, Âlemlere Rahmet Olan Peygamber Efendimizi (sav) göndermiş, ayetlerde düşünüp anlayalım diye sıklıkla öğütler verilmiş, hak tarikatları ümmetin istifadesine açmış, hakiki velileri, ricalül gaypları göndermiş… Onlara uyun! Şeytanın müridi Muharrem Karabay’la ne işiniz var?.. Bir araba alırken, iğneden ipliğe her şeyi araştırıyorsunuz. Bir yola intisap etmeden önce de o kişinin silsilesini, şeriata uyup uymadığını, hakiki bir mürşit olup olmadığını bir zahmet araştırmayı öğrenin! Araba kusurlu çıkarsa çok çok maddi kaybınız olur; ama Muharrem Karabay gibi şeytanın müridine talebe olursanız imanınız tehlikeye girer… İmanınız, arabadan daha mı değersiz?!

Muharrem Karabay, rüyada şeytan tarafından saptırılmış, Aburrahman Gazi (!) diye kendini tanıtan şeytana talebe olmuştur. Her kim ki Muharrem Karabay’ı mürşit veya dost edinirse şeytanları ve kâfir cinleri dost edinmiş olur… Şeytanı dost edinenler de şeytanla birlikte Cehennemi boylarlar…

Muhammed Ümmetine, ahir zaman fitnelerinden bir fitne olan Üveysi Zikrini yapmamalarını öneririz. Çünkü bu zikir tertibi Veysel Karani Hazretlerine değil, şeytana aittir. Gerisi, sizin tercihinize kalmış bir iş…

“Şeytan hakkında, ‘Her kim onu dost edinirse, mutlaka o kimseyi saptırır ve onu cehennem azabına sürükler.’ Diye, yazılmıştır” ( Hac suresi, 4. Ayet).

Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir.

SÜREYYA HADİ ÜLKER

Hizirlayolculuk.com