Boğaziçi Üniversitesinde öğrenciyim. Opr. Dr. Münir Derman’ın eserlerini okuyup sohbetlerini dinliyorum. Münir Derman bir yazısında “Benden yüz yıl sonra Dünyaya birisi gelecek, o bizim kapalı sözlerimizi açıklayacak ve kim olduğumuzu dünyaya ilân edecek…” Diyor. Bilimsel olarak; bir insanın kendinden sonraki yılın ya da yılların hesaplanmasında referans olarak doğduğu tarihi esas alınır. Münir Derman 1910 yılında Trabzon’da doğmuş. Kendisinden yüz yıl sorası 2010 yılına denk geliyor. Bu tarihte Ferhat Saul Aaron, “Münir Derman’ın Sırlı Sözleri ve Çözümlemeler başlığında son derece özgün yazılar yazmaya başlamış. “Ferhat Saul Aaron; Ömer İnan’ın ve Münir Derman’ın bahsettiği yüz yıl sonra gelmesi beklenen zat mıdır?” sorusunun yanıtı bence “Evettir”… Çünkü şu gün itibariyle ortada Münir Derman’ın kapalı sözlerini çözümleyen bir kimse yok… Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Ayrıca; Ferhat Saul Aaron’la tanışmayı, iletişim kurmayı ve yüz yüze görüşmeyi çok istiyorum. Bu mümkün mü? Sevgilerimle… -A, BETÜL
Opr. Dr. Hüseyin Münir Derman; ön gördüğünüz gibi 1910 yılında Trabzon’da doğmuş. 1989 yılında, 79 yaşında Ankara’da vefat etmiş. Münir Derman’a hocası Buharalı Ömer İnan Efendi, Derman’a “kapalı yazmasını” söylemiş. Münir Derman bunun nedenini hocası Ömer İnan’a sorduğunda “Senden yüz yıl sonra biri gelecek, kapalı sözlerini açıklayacak.” Demiş. Münir Derman da, hocası Buharalı Ömer İnan Efendinin dediği gibi yapmış… Kapalı, anlaşılması son derece güç olan sırlı sözler söylemiş…
Ferhat Saul Aaron; Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın düz ve rütbesiz bir kulu olarak bilinmeyi istemiştir. Saul Aaron; kendini bizlere hep şöyle tanıtmıştır.
“Biz şeyh, hazret, efendi, evliya, veli, molla değiliz; unvansız ve rütbesiz Allah’ın dümdüz bir kuluyuz.”
Saul Aaron’ı çok yakinen tanıyorum. Kendisiyle oturup kalkan, kendisine çok yakın olan biriyim. Bugüne kadar Saul Aaron ne bana ne de çok yakın dostu olan Avukat A, Sıla’ya “Ben; Buharalı Ömer İnan Efendinin, Münir Derman’ın bahsettiği yüz yıl sonra gelecek olan zatım” Demiştir. Saul Aaron’un; hiçbir zaman; böyle bir beyanı ve iddiası olmamıştır. Bundan dolayıdır ki bizler “Saul Aaron; yüz yıl sonra zuhuru beklenen zattır.” diyemeyiz… Ancak bu; şu anlama da gelmez…
“Saul Aaron velayet sahasının dışında bir isimdir ya da Âlemlerin Rabbi olan Allah kendisine ilim vermemiştir.” Bu sözler, kesinlikle kabul edilemez… Allah Ferhat Saul Aaron kuluna, daha önceleri dünyada olmayan birçok şeyi yazmayı nasip etmiş… Türkiye’de büyük evliya olarak bilinen kim var? Rahmetli Şeyh Mahmut Efendi… On tane Şeyh Mahmut Efendi bir araya gelseler; Ferhat Saul Aaron’un İsa Mesih konulu röportajında yazdığı sırların binde birini dahi yazamazlar… Yine on tane Şeyh Mahmut Efendi bir araya gelseler Saul Aaron Sırlar Kitabı’nda yazdıklarının binde birini yazamazlar. “Şeyh Mahmut Efendi ne yazmış?” Ruhul Furkan Kuran tefsiri… Bu tefsirde; insanı küfre götürecek pek çok hurafe bilgi var… Özgün olan ortada hiçbir şey yok… Bir heyet; bütün tefsir kitaplarını tarayıp onlardan ilham alarak söz konusu eseri kaleme almış, Şeyh Mahmut Efendi de onaylamış… Hepsi budan ibaret…
Menzil’in Gavsi Sanisi mi dediniz? Yüz bin Gavsi Sani bir araya gelseler; Saul Aaron Sırlar Kitabı’ında yazdıklarını on binde birini dahi yazamazlar… Kalem bile oynatamazlar… Neden? Velayet ufukları buna yetmez de ondan…
Evet; Şeyh Mahmut Efendi büyük bir evliyadır; Saul Aaron ise dümdüz bir kul olarak bilinmeyi tercih etmiştir… Ama iş ilme gelince orada durmak gerekir… Âlemlerin Rabbi olan Allah; Saul Aaron kuluna; Kutbul azamların; Kutupların, Yedilerin; Kırkların yazamayacağı pek çok şeyi yazmayı nasip etmiş… Bu bilgilerin çoğu da daha önce dünyada olmayan bilgiler…
Türkiye’de “Kutbul Azam” olarak nitelendirilen kimler var? Seyyid Osmanı Siraceddin Sani; Şeyh Ömer Ziyaeddin Bölükbaşı, Şeyh Nazım Kıbrisi, Şeyh Mahmut Efendi… Peki, eser olarak ne bırakmışlar insanlığa? Tarikat adabıyla ilgili tasavvufi yazılar, kimi dualar… Başka? Başka yok! Bunlar, zaten yüz yıllardır var olan bilgiler… Ortada yeni bir şeyler yok ki… Burada şundan söz etmiyoruz:
“Saul Aaron velayet mertebesi olarak bu zatlardan üstündür…”
Saul Aaron; kendisine verilen ilimle “Âlemlerin Rabbi olan Allah; söz konusu zatların yazamayacakları yazıları Ferhat Saul Aaron kuluna yazmayı nasip etmiş…” Biz; bundan söz ediyoruz…
Çok kez tanık olmuşumdur, Saul Aaron kendisine ne sorulursa sorulsun hemen tam tatmin edici cevaplar verir. Sorunun konusu fark etmez, gerek evrenin kozmik yapısı olsun, gerek karıncaların zikri veya taşlardaki sırlar…. Eğer sorulan soru fuzuli, cevap kişinin kavrayamayacağı bir cevap, veya anlatılamayacak sırlar var ise, gülümseyerek ve nazik bir şekilde konuyu değiştirir.
Çok kez şahit oldum, kendisine anlatılan rüyaları en az 3 katmanda yorumlar. Bu katmanlar, kişinin maddi ve manevi hayatı ile alakalı, ve yakin geleceğe yönelik hayırlı yorumlardır.
Şayet; Ferhat Saul Aaron; ortaya çıksa, sohbet etse, videolar yayınlayıp tarikat dersi verse en az otuz bin talebesi olurdu, insanlar kendisini el üstünde tutarlardı… Ama Ferhat Saul Aaron; Rabbi’inden bunu istememiş… Tam aksine; tanınmadan, bilinmeden, parmakla gösterilmeden, put yapılmadan, sıradan, unvansız, rütbesiz bir kul olarak yaşayıp ölmeyi Rabbi’nden dilemiş…
Bin medrese âlimi bir araya gelseler; Ferhat Saul Aaron’un yazdıklarının binde birini dahi yazamazlar… Yazabiliyorlarsa buyursun yazsınlar! Bizler de okuyup istifade edelim…
Münir Derman’ın kapalı, sırlı sözlerini; yüz yıl değil; iki yüz yıl sonra gelecek olan talebesi dahi Saul Aaron gibi çözümleyemez… Çünkü buna velayet ufku yetmez… Allah; Saul Aaron’dan razı olsun… Münir Derman’ın kapalı, sırlı kimi sözlerini çözümleyip insanlığın istifadesine sunmuş… Söz konusu yazılarda; daha önce dünyada olmayan yepyeni bilgiler var… Yüz binlerce insan bu yazıları okumuş; hâlâ da okuyup istifade ediyorlar…
Saul Aaron’la tanışmanızı, iletişim kurmanızı, yüz yüze görüşmenizi çok arzu ederdik… Ancak bu mümkün değil… Çünkü Ferhat Saul Aaron tanınmadan, bilinmeden, parmakla gösterilmeden, put yapılmadan, unvansız, rütbesiz düz bir kul olarak yaşayıp bu dünyadan göçmeyi Rabbinden dilemiş…
Saul Aaron Allah’ı hakkıyla seven, herşeyi ile Allah’a bağlı, ve su dünyada Allah’tan başka kimsesi olmayan bir kuldur. Dileği insanların da Allah’ı sevmeleri, Allah’ı çokça zikrederek güzel bir ahirete hazırlanmalarıdır. Kimseden maddi bir beklentisi yoktur, kendisine verilen hediyeleri dahi ya başkasına hediye eder, ya da nazikçe reddeder.
Bayan Müminlerle; Mümin erkekler; birbirlerinin sarsılmaz dostlarıdırlar. Allah; Mümin erkeklerle bayanların kalplerini gözle görülemeyen sevgi bağlarıyla bir birlerine sımsıkı bağlamış… Her şey bir Mümini gönülden sevmekle başlar ve her şey acabayla, kuşkuyla sona erer…
Saul Aaron’in dualarına dahil olmak istiyorsanız, size kendisi icin dua etmenizi tavsiye ederim. Çünkü Saul Aaron kendisini tanıyıp tanımasada, kendisini seven ve kendisine dua edenlere gönülden dua ediyor.
Sizlerden ricamız, yazılara ve zikire odaklanması için Saul Aaron’u kendi haline bırakmanızdır.
Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir…
SÜREYYA HADİ ÜLKER
KANADA