Benim çok merak ettiğim bir sorum olacak size. Ben az önce büyük bir yanlış yapıp kendini ilim insanı olarak tanıtan birine kendim ve biri hakkında Yıldız-name baktırdım… Bilmiyorum nasıl baktı? Ama nasıl desem az da olsa bazı şeyleri bildi… Bana sevdiğim kişiye kavuşmak için dualar ettiğimi, o insanın kaderime yazılmadığını, Allah'ın kader yazmadığı o insanın başka birinin eşi alacağını söyledi… Gaybı; yalnızca Allah bilir. Şu an, eşim olmasını istediğim kişiyle konuşuyorum. Onun eşi olamayacağını bilmesi nasıl mümkün olabilir? Bu doğru mudur? Lütfen bana cevap yazın, çok kötü şeyler düşünüyorum ve bu yüzden intihar etmeyi bile düşündüm… Sabırsızlıkla cevabınızı bekliyor olacağım. –BÜŞRA
Gaybı Allah’tan başka bilen yoktur, gaybı; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir…
“De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur." Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler” (Neml Suresi 65. Ayet).
Peygamberlerden, evliyalardan, velilerden pek çokları gaypla ilgili haberler vermişler ve bu gaybi haberlerin tümü de zamanı gelince gerçekleşmiş… Burada şöylesi bir soru hatıra gelebilir: “Gaybı; yalnızca Allah bildiğine göre, söz konusu peygamberler, evliyalar, veliler nasıl oluyor da gaybı biliyorlar?” Peygamberler, evliyalar, veliler Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın verdiği ledün ilmiyle söz konusu gaybi haberleri veriyorlar. Yani, kendiliklerinden gaybı bilmiyorlar… Allah’ın bildirdiği kadarıyla gaybı biliyorlar… Bu dahi gaybı Allah’tan başkası bilemez, hükmüne aykırı değildir; çünkü peygamberler, evliyalar veliler gaybı kendiliklerinden değil; Allah’ın kendilerine bildirmesiyle gaybı biliyorlar…
Örneğin Hazreti Yakup bir peygamberdi… On iki çocuğu vardı… Kardeşleri Hazreti Yusuf’u kıskanıp kuyuya attılar… Hazreti Yakup, peygamber olmasına karşın Hazreti Yusuf’un nerede olduğunu, başına nelerin geldiğini bilemedi… Çünkü Âlemlerin Rabbi olan Allah; Hazreti Yakup peygambere, Hazreti Yusuf’un yerini ve başına nelerin geldiğini göstermedi… Buradan çıkarılacak sonuç şudur:
“Allah bildirmedikçe, hiçbir peygamber, evliya, veli kendiliklerinden gaybı bilemezler; yalnızca Allah’ın kendilerine bildirdiği kadarıyla gaybı bilirler. Bu dahi “Gaybı Allah’tan başkası bilemez.” Hükmüne aykırı değildir…
Yıldızname, kişinin isim, doğum tarihi ve karakteristik özelliklerinden yola çıkarak hayat yolculuğu hakkında yorum yapma yöntemidir. Fal ile karıştırılan Yıldızname gerçeğe daha yakındır ve gerçekçi bilgiler vermesiyle faldan ayrılan farklı bir uygulamadır.
Yıldıznameye; kötü şeyleri düzeltme, onarım amaçlı bakılır. Yıldızname Hazreti Muhammed’in (sav) torunlarından İmamı Cafer Sadık Hazretlerinin Nutuk ilminden doğan bir yöntemdir. Yıldıznamede bakıcı genel olarak olumsuz ve olumlu bilgileri elde edip elde ettiği bilgileri çözüm amaçlı olarak kullanmaktadır.
Yıldızname, İmam Cafer Hazretlerinin eşişiz bir eseri… İmam Cafer Sadık Hazretleri Yıldıznamede yazılan bilgileri; ledün ilmiyle kaleme almış… Yani, Allah’ın kendisine verdiği ilimle söz konusu eseri yazmış… Yıldıznameye bakmak için Arapça’yı, ebcet hesap ilmini, yıldızların ilmini, günlerin ve saatlerin ilmini, havas ilmini, burçların ilmini çok iyi bilmenin yanında; velayette de ledün ilmine sahip olmak şarttır… Veli olmayan kimseler; Yıldıznameye hakkıyla bakamazlar… Baksalar dahi bu, körlerin yol tarif etmesine benzer…
Bir teyzem vardı… Henüz genç bir kızken Yıldıznameye bakan bir velinin yanına gidip “evlilik hayatıyla ilgili” Yıldıznameye baktırmış… Söz konusu veli teyzemin aile dostlarıymış… Yıldıznameye bakan o veli teyzeme şunları söylemiş… “Allah iyisini bilir, senin başından yedi nikâh geçecek… Yedi kişiyle evleneceksin… Evlendiğin kişilerin tümünden de boşanacaksın… Yolun sonunda yalnız başına kalacaksın ve yalnız öleceksin…”
Teyzemin başından tam yedi nikâh geçti… Evlendiği bütün eşlerinden boşandı ve yalnız başına da İstanbul’da öldü…
Bu devirde Yıldıznameye baktıklarını söyleyenlerin tümü de sahtekâr… Bir iki doğru, elli yalan yanlış şeyler söylüyorlar… Tıpkı cindarlar, medyumlar gibi… Önerim; Yıldıznameye bakan o insana inanmamanız ve huzur içinde hayatınıza devam etmenizdir. Aksi takdirde dert sahibi olabilirsiniz…
Sevdiğiniz insana kavuşmanıza gelince, şayet Allah o insanı size eş yazmışsa kesinlikle evlenirsiniz. Kader yazmamışsa da her ikiniz isteseniz dahi kesinlikle evlenemezsiniz… Bu da sizin sınavınız olur… Aşkla sınav, sınavların en zorudur… İntihar etmek; Allah’ın yazdığı kadere isyandır… İntihar eden kişiler ebedi olarak Cehennemde azap görürler…
Şu dünya hayatında hiç kimse vazgeçilmez değildir. Âşık olunan kişiyle evlenmek oldukça güzeldir… Ancak işin bir de kader yönü var… Allah o insanı eş yazmamışsa sabırdan başka elden ne gelir ki? Kuran hatmi dahi yapsanız; Allah’ın eş olarak yazmadığı bir kimseyle kesinlikle evlenemezsiniz… İşin bir diğer yönü de şudur: İnsan âşık olduğu kişiyi put yapınca bu, Allah’ın kesinlikle hoşuna gitmez… Ve Allah; put yapılan aşkları yerle bir eder… Örnek mi istiyorsunuz? Ağlayan aşk şarkılara, inleyen aşk şiirlere bir göz atın…
Umarım her şey gönünüzce olur…
Anlattıklarımızın en doğrusunu; yalnızca Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir…
SÜREYYA HADİ ÜLKER
KANADA