Sözler 33
Dünya bir simülasyondur; dünyada hayat sürenler de gözleri açık uyuyanlar…
İlmi ledün; kitap okuyarak elde edilemez...
Şayet; herhangi bir işi yapıp yapmamadan yana tereddüt ediyorsanız o işi yapmayın…
Kendisini görüp kendisiyle konuşabilen bir velinin mürşide ihtiyacı kalmaz…
Esrarlı sözlerdeki aşk; yalnızca o sözlerle gönül bağı olanlar arasında…
Her şer Allah’tan değildir; çünkü Allah’tan gelen şerlerde rahmet gizlidir…
Her insanın şeytanı vardır; ancak bu şeytanlar birbirlerine benzemezler.
İkinci defa doğmayanlar; gerçek veli olamazlar…
Vesveseyle, küfür kâfir düşüncelerle kılınan namaz; hakikat noktasında, gönül huzuruyla kılınan namazdan daha büyük derce kazandırır…
Kapalı sandığa eşya koyulmaz…
Velilerin Sıratı da Mizanı da bu dünyadadır.
Allah’ı çokça zikrederek nefsi emmare ölmez; sadece ıslah olur…
Büyük evliyaların ölümlerinden sonra yerlerinin boş kalması, Kıyametin en büyük haberi...
Her esmayı ilahinin içinde ilahi aşk şarabı vardır, velayete adım atmadan o şarabı içmek olanaksız…
Gerçek bir veli; ölmeden önce ölür; bu ölüm, bir sayıltı değil hakikattir…
Allah’ı çokça zikredenler, bazen rüyalarında deprem olduğunu görürler. Bu rüya, nefsin ıslah olmasıyla ilgili hayırlı bir imge...
Sarıklarıyla, şalvarlarıyla, sakallarıyla veli olduklarını sananlar; hakikat noktasında katıksız soytarıdırlar…
Velayet yolculuğunun başlangıcı şiir; sonu kimyadır.
Her şey bir enerji olarak gözde var: Hainlik, tutku, şefkat, aşk, şehvet, ihanet, haset, zekâ, imrenme…
Alt soy, üst soy ataları; birer hücre olarak spermlerde hayat sürerler.
Her yeminin kefareti vardır; Kuranı kerim üzerine edilen yemin hariç… Kuranı Kerim üzerine yemin ettikten sonra yeminlerinden dönenler; münafık olarak ölürler…
Elinden gelen her şeyi yaptıktan sonra işi Allah bırak… O, en iyisini yapar…
Evren görüngüleri, (beş duyuyla algılanabilen objeler) gerçekte var olmayan benzetimlerdir…
Dünya hayatında bütün mutluluklar gelip geçicidir; acılar ve hüzünler ise baki…
İslami topluluklar; kendi cemaatlerine özgü kapalı kültürel akvaryumlarda yaşarlar. Hakikat noktasındaysa İslam; uçsuz bucaksız bir okyanustur, akvaryumlara sığmaz… Bu sırdan dolayıdır ki Ricalül gayp velileri akvaryumlarda yaşamayı yeğlemezler...
Hayırdan ve şerden yana olup biten her hadisede, yıldızların ve burçların dahli var...
Ulaşılan her şey, bir zaman sonra anlamını yitirip sıradanlaşır…
Avuca alınan deniz suyu, büyüleyici maviliğini kaybeder…
Aşk; her seste ses, her gözde göz, her mevsimde mevsim aratıp fotoğraf albümlerinde gezindirir…
Ferhat Saul Aaron
Hizirlayolculuk.com