top of page

Allah Esmasını Zikir ve Rüyalara Yansıyanlar…

Nakşibendi Usulünce Allah Esmasını Zikir ve Rüyalara Yansıyanlar…

Sorularla Gavs’ul-sakaleyn Es- Seyyid Şeyh Osman Nuri-yi Bağdadi Hazretlerinin Tarikatı ve Güncel Konular

Allah Esmasını Zikir ve Rüyalara Yansıyanlar…

Bir salik; Nakşibendi usulünce samimi, ihlaslı bir şekilde Allah’ı zikretmeye başlayınca nefsin elinde tutsak olan ruh, bir filiz gibi yeşermeye başlar. Olanca gücüyle kötülüğü emreden nefsin, yüz binlerce sıfatı vardır. Cimrilik, tembellik, ikiyüzlülük, yalancılık, sapıklık gibi…


Rüyalarla ilgili anlatacaklarım, kitaplardan alıntı değildir, başka birilerinden duyulup yazılan şeyler de değil. Nakşibendi usulünce Allah esmasını zikretmeye bağlı olarak, ruhun Miracında Cenab-ı Allah’ın bize gösterdiği rüyalardır. Ve bu rüyaların gönlümüze yansıyan tabirlerdir.


Salikler, Allah’ı zikredip ruhlarıyla Allah’a miraç ederken bu yolda hangi rüyaları görecekler? Neler karşılarına çıkacak? Bu rüyalarla bize ne anlatmak isteniyor? Detaylara girmeden, bunları sizlerle paylaşacağız.


Samimi, ihlaslı bir şekilde Allah esması zikredilince ruh filizlenmeye başlar. Başak verir, boy atar. Aşağıdaki rüya yansımaları; günlük beş bin-on bin sınırında Allah esmasının zikrine bağlı olarak gerçekleşir.


Bir mekânda bulunursun. Ellerinle bir kuş gibi kanat çırpmaya başlarsın. Yavaş yavaş yerden beş on metre kadar yükselirsin. İçin sevinçle dolar, kendinle onur duyarsın.


Bir arabaya binersin, şoförlüğün pek de mahir değildir. Araba dağlık taşlık yollardan sağa sola savrularak ilerlemeye başlar. Büyük kayalar önüne çıkar. Kayalara çarpmamak için direksiyonu bir sağa bir sola çevirirsin, bir kayadan kurtulunca diğer bir kaya önüne çıkar. Bir yere çarpma korkusuyla kalbin heyecanla çarpar. Araba bir yerde stop eder. Bir yere çarpmadın; ama usta bir şoför gibi de arabayı kullanamadın. Bu, ruhunuzun güçlendiğine; ancak nefse egemen olamadığına bir işarettir.


Bir kuş gibi ellerinle kanat çırparak beş on metre yükselmeler rüyada sıklıkla karşına çıkar. Bu rüyaları üç adım atlama yarışları takip eder. Bir mesafeyi üç adımda atlamak için yarışa alınırsın. Harika bir şekilde, umulanın çok ötesinde o mesafeyi üç adımda atlarsın. İçin sevinçle dolar.


Bu rüyalar; ruhun Allah’a Miraç etmesinin (yükselmesinin) bir başlangıcıdır. Egzersiz alıştırmalarıdır. Tıpkı yuvadan uçma zamanı gelen bir kuşun hızlı hızlı kanat çırparak uçma egzersizleri yapması gibi… Nefsin elinde tutsak olan ruhunuzun, yavaş yavaş kendi gerçekliğinin farkına vardığına işarettir bu rüyalar…


Rüyada simsiyah yılanlar görürsün. Kafaları bizon başı kadar büyüktür. Uzunlukları anakonda yılanları kadar... Göremediğin bir sır, onları su akarı gibi bir yere yönlendirir. Oraya girmek zorunda kalırlar, demirlerle, giriş kısmı kapatılır. Yılanlar orada kalır, çıkamazlar. Nefsin, insanı küfre götürüp imanından edecek sıfatları Allah esmasının nuru ve tasarrufuyla bertaraf ediliyor demektir.


Rüyanda orta büyüklükte yılanlar görürsün. Kiminin başını ayağınla ezersin, kimini bir kürekle vurup öldürürsün. Bu, Nefsinin kimi kötü sıfatlarının, Allah esmasının nuru ve enerjisiyle yok edildiğini simgeler.


Köpekler, çakallar, ayılar, değişik yırtıcı hayvanlar; öküz ve atlar görürsün… Bunlar nefse ait sıfatlardır… Allah esmasının nuru ve enerjisi senin nefsinin kötü sıfatlarını bir ayna gibi sana göstermektedir. Nefsinin bir münafık ve kâfir olduğunu sana tanıtmaktadır.


Rüyada; içinde örümcek ağı bulunan, çok eski evler görürsün. Bir kısmı yıkık bir kısmı sağlam, tam çökmemiş tozlu ve berbat evler… O kadar eskidir ve içi o kadar berbat haldedir ki… Bu görüntü karşısında tiksinti duyar, oradan uzaklaşmak istersin. Allah esmasının nuru ve enerjisi sana nefsinin elinde esir düşen gönül evini göstermektedir. Bu ev senin kalp dünyandır. O berbat görüntüler; nefsin iğrenç sıfatlarıdır. Bu halinle ölüp gidersen, feci bir azabın seni kuşatacağı anımsatılmaktadır. O evin harabe ve iğrenç görüntüsünün seneler boyu etkisinde kalırsın…


Karşına grup halinde aslanlar çıkarlar, bu aslanlar oldukça heybetlidirler. Bakışları o kadar etkileyici ve ruhanidir ki korkudan tüylerin diken diken olur, küçük dilini yutarsın. Sana zarar vermemeleri için kaçıp yüksekçe bir yere çıkarsın. İçlerinden bir aslan ok gibi yerinden fırlayıp bulunduğun yere sıçrar, pençesiyle yüzüne vuruş hamlesi yapar; ama vurmaz… Vursa helak olursun. Bunlar; İmam Ali neslinden Seyyid evliyalardır. Ruhaniyatlarıyla seni denetleyip kontrol ettiklerini, arkanda olduklarını, şayet yollarından ayrılıp kalbini başka evliyalara döndürürsen seni vurup helak edebileceklerini hatırlatıyorlar. Bunu, kesinlikle yapacaklarından emin olabilirsiniz…


Grup halinde gezen heybetli, korkunç aslanları belirli aralıklarla görmeye devam edersiniz. Korkudan dizlerinizin bağı çözülür. Kaçıp onların ulaşamayacakları yüksekçe bir yere tırmanırsınız. Aslında onların amacı sizi vurup helak etmek değildir. O aslanların tümü Hazreti Fatma annemizin soyundan gelen “seyyid” evliyalardır. Aslanlar içinde “seyyid nesilden” olmayan evliyalar kesinlikle yer alamaz… Aslanlar; silsiledeki seyyid evliyalardır, kararlı ve güçlü bir şekilde sizi denetlediklerinin ve arkanızda olduklarının bir simgesidir. Mesaj şudur:


“Arkandayız. Ayağını denk al. Şayet yolumuzdan dönersen, başka bir tarikata girersen seni vurup helak ederiz.”


Rüyalarda küçük tepelerden aşağı doğru uçmalar başlar. Yerden iki üç metre yükseklikte orta ölçekli bir hızla sık sık uçarsın. Nefsin elinde tutsak olan ruhun, Allah’a doğru Miraca başlamış demektir. Nefsin en az yüz bin mertebede kötülüğü emreden sıfatı vardır; bu uçuşlara bağlı olarak ruh, nefsin kimi kötü sıfatlarının elinden kurtulur. Allah’a yükselmeye başlar…


Ancak uçuşlar orta ölçektedir, yerden yüksekliği istendik düzeyde değildir. Aynı kısır döngü içerisinde dolanıp durursun. Bununla sana verilmek istenen mesaj şudur:


“Doru bir yolda ilerliyorsun; ancak zikir sayın ruhun Miracı için yeterli değil. Günlük zikrini artır.”


Zikrini artırırsın. Günlük yirmi bin sınırında Allah esmasını zikretmeye bağlı olarak görülecek beli başlı rüya görselleri şunlardır:


Bahçeler ve bağlar üzerinden çok büyük bir hızıyla uçmaya başlarsın. Bu uçmalar birbirini takip eder. Bunun anlamı nefsin kimi kötü sıfatlarının elinden ruhunun kurtulmasıdır. Dünya sevgisini amaç edinmek, yalnızca dünya sevgisine kapılıp onu amaçlamak hataların en büyüğüdür. Bu uçuşlara bağlı olarak sende değişimler olur. Artık istesen de dünya sevgisini amaç edinmezsin, dünya gözünden düşer. Allah sevgisi sende egemen olmaya başlar. Öteki yaşamdaki hayatın için çalışmaya başlarsın. Cimrilik insanı helak eden bir sıfattır. Bu uçuşlara bağlı olarak cömertleşmeye başladığına tanık olursun. Bela ve musibetler karşısında isyan etmeyi, bağırıp çağırmayı bırakıp sabretmeye başladığına tanık olursun. Sebeplere sarılmayı, sosyal çevrendeki insanlara dayanıp onlara güvenmeyi terk edip yalnızca Allah’a dayanmaya başlarsın. Hızlı uçuşlara bağlı olarak nefsin kötülüğü emreden kimi sıfatlarından yavaş yavaş iyileşmeler, değişip dönüşmeler olur… Belki de sen bunların farkında olmazsın…


Rüyanda Türkiye’nin başkenti İstanbul’a uçakla yolculuk yaparsın. (Manevi âlemde Türkiye’nin başkenti İstanbul olduğu için İstanbul’a yolculuk yaparsın.) İstanbul’un ormanlarla kaplı yüksek bir tepesinden aşağıdaki berrak denizi izlemeye koyulursun. Yanında, aksakallı bir zat olduğunu görürsün. Bu, Hızır aleyhi selamdır. Ruhani yolculuğunda sana eşlik etmektedir. Velayet konağına girmek için nasibin var… Allah’tan sevgini ayırma, Kur’an ve sünnete sarıl. Allah’ı çokça zikret demektir bu rüya…


Zikrini günlük olarak yirmi beş-kırk bin arasında yapmaya başlayınca şu rüya görselleriyle karşılaşırsın:


Seni otuz kırk kilometrelik devasa bir binanın asansörüne bindirirler. Bu asansör sağlam çelik tellerle çevrilidir. Bir kafese benzer. Hızla devasa binaya çıkmaya başlarsın. Aşağı bakınca yükseklikten başın döner. Seni kahreden bir korku kuşatır. Didinerek asansörün üst tarafındaki boşluktan çıkarsın. Asansör aniden hareket eder. Tam ezilip helak olacakken bir hamleyle asansörden kurtulursun. Bu, nefsin bu yükselişe eşlik edememesi, korkup ürkmesidir. Ruhun, henüz bu yükselişi gerçekleştirecek güce sahip olmadığının bir göstergesidir.


Rüyanda bir dere içinde olduğunu görürsün. Berrak akan bir deredir bu. Derede tanımsız güzellikte takılar, değerli taşlarla işlenmiş yüzükler görüp bunları toplarsın. Yakından incelediğinde Arapça yazıların bu takılara yazılı olduğunu görürsün. Bunlar Allah esmasının sırlarıdır. Yolculuğa devam edersen bu sırlara ulaşabileceğin sana hatırlatılmaktadır.


Rüyanda eşi benzeri görülmedik silahlarının olduğunu görürsün. Denemek için birkaç el ateş edersin çelik bir levhaya. Mermiler levhayı parça parça eder. Bu, Allah esmasının nurunun ve enerjisinin ruhuna güç verdiğinin bir göstergesidir.


Alacakaranlıkta rüyanda, bir elektrik trafosu görürsün. Öylesine büyük bir trafodur ki anlatmak mümkün değil… İçindeki korkunç enerjiden dolayı trafonun çevresi mavi ışıklar saçmaktadır. Tıpkı güneş gibi… Trafodan elektriği nakleden çok yüksek direkler görürsün. Elektrik direklerinin telleri oldukça kalın bir çeliktendir. Tellerin etrafı, maviye çalan çok güçlü elektrik akımı ile çevrili… Yüksek atlama sporunda olduğu gibi bu direk tellerinin üzerinden atlaman istenir. Tellerin yerden yüksekliği tahminen yüz metre yüksekliğinde… Tellere bakınca korkudan dona kalırsın. Hem çok yüksek hem de bedenin tellere değse yanarak helak olursun. Bunu yapmak zorundasın, başka bir şans bırakmıyorlar. Birkaç adım geriye çekilirsin. Hızla koşarak tellere doğru sıçrarsın. Elektrik tellerine değip ölümüne tanık olmamak için korkudan gözlerini kaparsın. Ancak korktuğun şey olmaz. Allah esmasının nuru ve enerjisi ile başarılı bir şekilde tellerin üzerinden atladığına tanık olursun. Çok sevinirsin. O, trafo mürşidin kalbidir. O elektrik telleri mürşidin saliklere yansıttığı ilahi nur, ilahi enerjidir. Elektrik tellerinin üzerinden sıçramak Allah esmasının nuru, enerjisi ile nefsin pek çok sıfatından arınmayı simgeler.


Rüyanda otuz kırk kilometrelik devasa bir binanın asansörüne tekrar alınırsın. Burası, dünya mekânı değil… Her yeri bir ölüm sessizliği kaplamış… Asansör son kata doğru yükselmektedir. Asansörün sağına soluna bakarsın, bir boşluk varsa kaçıp kurtulmak için… Maalesef bu kez umduğunu bulamazsın; çünkü kaçacak hiçbir boşluk bırakmamışlar. Binanın çatı katına gelirsin. Çevreye bakınca yüzlerce devasa bina gözüne ilişir… Binaların tümü kare şeklinde, dört bir yanı siyah camlı harika binalar. Bulunduğun bina ile karşı bina arasındaki mesafe en az yedi yüz metre. Buradan karşı binaya sıçrayıp atlaman istenir. Aşağı düşsen parça parça olursun. Aşağı bakınca yükseklikten başın döner… Birkaç adım geriye çekilip hızla koşarak çatı katının ucuna basıp sıçrarsın. Karşı binanın kenarına elinle tutunur, boşlukta salınırsın. Salınırken aşağı bakarsın. Korkunç bir uçurum gibi… Bir hamle yapıp tutunduğun duvar kenarından çatıya tırmanırsın. Kalbin korkudan tanımsız bir şekilde çarpar. Sırt üstü çatıya uzanıp dinlenirsin. Allah esmasının nuru ve enerjisi, mürşidin yüce himmet ve tasarrufu ile bu sınavdan başarıyla çıkmış olursun. Nefsin, olanca gücüyle kötülüğü emreden yüzlerce sıfatından kurtulduğuna bir işarettir bu rüya…


Asker elbisesi giymişsindir. Elinde Türk bayrağı olan dehşetli bir silah… Çevrende binlerce Türk askeri… Elindeki silahla havalanırsın, tekbir getiren askerlerin üzerinden daireler çizerek uçarsın. Allah esmasının nuru ve enerjisiyle bu gerçekleşir. Askerler göğün ordularıdır. Allah seni manevi yollarda bir asker yapmıştır. Korkma, yürü ve çalış… Allah seninle birliktedir…


Gökyüzünde ansısın filo halinde savaş uçakları belirir. Uçaklar, gümüş rengindedir, ses hızından daha hızlı uçarlar. Çok ilerideki dağlık bir bölgeyi bombalarlar… Uçakların dalış hızını, bomba bırakmalarını hayranlıkla izlersin. Uçaklar geldikleri gibi giderler, göz önünden kaybolurlar… Bu uçak filosu silsiledeki evliyaların ruhaniyatıdır. Bombalar, senin dayanaklığını, yola sadakatini test edecek hayat sınavlarıdır. Belalar, acılar, ihanetler, aldatılmalar, yüzüstü bırakılmalar, çevresiz kalmalar, hastalıklar, çaresizlikler, felaketlerle sınanırsın. Sana atılan temel sağlam mı çürük mü bunu test edecekler demektir. Ummadığın ihanetler, belalar, çileler patlak verip her yanından seni kuşatır… Senelerce bu felaketler içinde yaşayıp yalnız başına kalırsın. En yakındaki dostların ve çevren tarafından ihanete uğrarsın… Acıların ve felaketlerin elli tonu seni kuşatır… Zina etmekle, cindarlıkla, kâfirlikle, tutarsızlıkla, şeriata aykırı işler yapmakla ve daha nice iftiralara suçlanırsın. Burada iki seçeneğin olur:


Ya aynı şekilde zikre sabırla devam etmek ya da bu felaketler içinde zikri terk edip başka bir vakte ötelemek. Sabır yolunu seçip de zikre devam edersen rüyanda şunları görürsün:


Bir üniversitenin öğrenci işlerinden sizi ararlar. Mezun olmadığınızı, birkaç kredilik dersinizin olduğunu söylerler. Siz, telaş içinde yeminler ederek mezun olduğunuzu söylersiniz. Sizi dinlemezler. Sizi eksik olan derslerden sınava alırlar. Başınızda bir gözetmen… Duvarda saat… Şu kadar zaman içinde bu soruları bitir, derler. Soru kitapçığına bakarsınız çok ileri derecede matematik soruları… Sayfaları karıştırışınız hepsi birbirinden zor olimpiyat soruları… Kalem oynatamazsınız. Kan ter içinde kalırsınız. Verilen zaman dolar. Sınav gözetmeni, elinizden sınav kitapçığını çekip alır. Farklı zaman diliminde bu rüyayı sıklıkla görürsünüz… Bu rüya yoluyla size verilen mesaj şudur:


“Allah altından kalkamayacağınız ağır felaketlere sizi maruz bırakacak, iftiralara uğratacak.” Çok sürmez öyle de olur… Ağır felaketlerle boğuşursunuz, belaların altında kalıp ezilirsiniz. Eğer, sabredip, razı olup zikre devam edemezseniz olacaklar şudur:


“Defteriniz dürülür, yolculuğunuz sona erer… Yani, eğitim zayiatı…” Çok geçmiş olsun…


Sabır, rıza, şükür yolunu seçip önerilen sayıda zikre devam ederseniz, ABD’ye yolculuk için size bilet alınır. Bir akşam vaktidir. Servis sizi sessizce havaalanına götürür. Bembeyaz renkte dev bir yolcu uçağı… Merdivenlerden uçağa çıkarsın. Uçağın içerisindeki yolcuların tümü generaldir. Ellerinde çantaları var. Hiçbiri sizinle konuşmaz. On dört saat kadar uçtuktan sonra ABD’ye inersiniz. Uçak, Allah esmasıyla ruhun Allah’a yaptığı yolculuğu simgeler… ABD’ye gitmek velayet konağına adım attığınızın müjdesidir. Uçaktaki generaller, silsiledeki evliyalardan başkası değildir. Evliyalar, dua ve himmetleriyle bu yolculuğu size yaptırıyorlar demektir. (Çok az zikretmelerine karşın, Seyyid nesilden olan kimi yol kardeşleri rüyalarında ABD’ye gittiklerini görebilirler. Bu uçakta generaller olmaz. Normal sivil yolcular olur. Nakşibendilik yolunda rüyalarda son başta gösterilir. Yani bu seyyidlere rüya yoluyla şöyle denmektedir: Veli olmak için kısmetin var, yıllar yılı Allah’ı çokça zikret de bu makama ulaş…)


Rüyanızda bir mekânda kendinizi görürsünüz… Açık bir mekân… Sağanak halinde yağan yağmurlar altında ıslanırsınız. Yağmur altında ıslanırken ilahi aşkın zevkinden erim erim erirsiniz. Bu yağmurlar manevi dünyadan yağan ilahi aşk yağmurlarıdır. Allah esmasının nuru ve enerjisiyle siz, ruh makamına getirilmişsiniz demektir. Bu rüya, velayet konağına adım attığınızın apaçık göstergesidir, müjdesidir.


Sınırları olmayan sonsuz okyanuslar görürsünüz, okyanusun sahilinde beyaz bir balina belirir. Devasa bir balina… Hızla, sahile doğru gelir, kaşla göz arasında sizi yutar… Küçük balıklar ve su dalgalarıyla birlikte mideye inersiniz… Orada boğulmamak için sağa sola bakınırsınız… Ölüm korkusu sizi sarar… Keskin bir cam parçası gözünüze ilişir. Karpuz dilimi açar gibi elinizdeki cam parçasıyla balığın sırtından küçük bir delik açarsınız. Oradan kendinizi dışarı atıp, yüzerek sahile ulaşırsınız… O balık, ruhu yutmuş olan kâfir nefsin sıfatıdır. Bu rüya; pek çok açıdan nefsin elinden kurtulduğunuza bir işarettir.


Sağlam, taşla örülü, devasa bir kalenin içindesiniz. Kaleyi yerinden sarsan ayak sessi işitirsiniz. Kale penceresinden dışarı bakarsınız. Çağlar öncesinden kalma devasa bir dinozor… Sağa sola bakınarak sizi aramakta… Canavar adım attıkça dağlar yerinden oynamakta… Ansısın sizin fakınıza varır. Koşarak kaleye yaklaşır. Demir parmaklıklı bir camdan size bakar. Ödünüz kopar. Pencerenin demirlerini koparmak için bir iki hamle yapar… Kurtuluşunuz yoktur… Ölümünüzü görmemek için gözünüzü kaparsınız… Ama bu gerçekleşmez… Dinozor geldiği gibi orayı terk edip gözden uzaklaşır. Bu devasa dinozor nefsin simgesidir. O sağlam kale la ilahe illallah kalesidir. Allah esmasının nuru ve enerjisi zikre devam ettikçe nefsin şerrinden sizi koruyor demektir.


Rüyanın diğer bir mesajı şudur: Kendini beğenip kibre kapılma, evliyayım, veliyim deme; Allah seni muhafaza etmese nefisin seni helak eder. Sade bir kul ol, kendinde varlık görme… Benliğe, kibre düşersen Allah nefsi üzerine salar, perişan olursun demektir…


Bir bahçe içinde kendinizi görürsünüz, bu bahçe Cennete aittir. Akıl almaz güzelliktedir, olağanüstü güzellikte güller görürsünüz… Güllerin güzelliğini tarif etmek imkânsız. Dünyada olmayan binbir renkteki albenili gülleri izlerken ilahi aşktan kendinizden geçersiniz. Allah esmasının zikrine bağlı olarak size gösterilen tanımsız güzellikteki bu Cennet bahçesine ölünce girmeniz umulur…


Yukarıdaki rüyalar; yirmi yıllık süreç içinde, değişik zaman kesitlerinde görülen rüyalardır.


Velayet konağına ne zaman girilir?

Bunun için en az yirmi yıl gerekir. Bazen bu, kırk yılda gerçekleşir. Zikredenin yeteneğine bağlı olarak bu süreler kısalıp uzayabilir… Dervişlerin % 99,999’u velayet konağına giremeden bu hayattan göçüp giderler. Yirmi yıl boyunca günde en az on beş bin olmak üzere, (tavan 70 bin) Allah esmasını ihlasla zikretmek şarttır; ayrıca gelen belalara ve felaketlere sabretmek, bunlara razı olmak gerekir… Yirmi-otuz yıllık bir süreçte; on milyon sufiden, bazen üç, bazen iki, bazen de bir kişi velayet konağına adım atabiliyor…


Çile, bela, musibet, felaket, hastalıklar, ayrılıklar, iftiralar, ihanetler konağına uğratılmadan, on yıllar boyu bu felaketlerle boğuşup onlara sabretmeden, velayet konağına kesinlikle adım atamazsınız… Bir iki ay, günde otuz kırk bin defa Allah esmasını zikrederek velayet konağına kesinlikle giremezsiniz. Yalnızca rüyalarda uçmakla, uçağa binmekle velayet konağına adım atamazsınız. Çünkü kahredici bela, musibet, felaketlerle on yıllar boyu sınanmanız şarttır; sabırla, şükürle, razı olarak Allah’ın zikrine devam edebilirseniz, size o zaman “Buyurun…” derler…


Allah esmasının zikrine bağlı olarak nefsin ıslahı, genellikle rüyalara şu simgelerle yansır: Sıçramak, atlamak, uçmak, tırmanmak, uçağa binmek, asansöre binmek gibi…


Rüyalar ve diğer hususlarla ilgili yapmış olduğumuz tabir ve tevillerin en doğrusunu hakkıyla bilen Âlemlerin Rabbi Allah’tır. Allah’ı zikredip ruhlarıyla Âlemlerin Rabbi olan Allah’a Miraç eden bütün Müminlere selam olsun…


Şefik Bora Yurdagül

Hizirlayolculuk.com

bottom of page