ŞEYH ALİ KARA HAZRETLERİ VEFATINDAN ÖNCE YERİNE HERHANGİ BİR HALİFE BIRAKMIŞ MIDIR? BU TARİKATA İNTİSAP NASIL OLUR?

Herhangi bir tarikatta halife tayini şu şekilde olur:

İrşat olmuş tarikat şeyhi, hayattayken topluluk huzurunda; yazılı ya da sözlü olarak “falanca kişiyi benden sonra yerime halife bırakıyorum.” der, bu yolla da halife tayini gerçekleşmiş olur. Kutbul Medar Şeyh Ali Kara Hazretleri (d.1900, Malatya, Akçadağ/ ö.1971 Malatya, Akçadağ) hayattayken, topluluk huzurunda, yazılı ya da sözlü olarak, herhangi birini yerine halife tayin etmemiştir, bu bilgi tartışmasız olarak kesindir.

Tarikata intisap eden sufilerin manevi olarak yetiştirilmeleri, Gavsul-sakaleyn Şeyh Osman Nuri-yi Bağdadi, Kutbul Medar Şeyh Ali Kara Hazretleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu tarikatın Piri, Gavsul Azam Seyyid Abdulkadir Geylani Hazretleridir. Şeyh Osmanı Siraceddin, Şeyh Muhammed, Şeyh Ömer Ziyaeddin, Şeyh Muhammed Necmeddin Hazretleri de bu yolun sufilerinin yetişmesinde birebir ilgililer… Tarikatın aslı, Gavsiyet silsile halkasından geldiği için Kullardan Bir Kul yani, Hıdır Aleyhi Selam da bu yolun sufilerine mürşitlik yapan isimler arasındadır…

Bu yola intisap Kutbul Medar Şeyh Ali Hazretlerinin görevlendirdiği “çavuşlar” aracıyla; Gavsul-sakaleyn Es-Seyyid Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin öz seyyid torunları ve onların yetkilendirdiği kişilerin vesilesiyle gerçekleşmektedir…

Bir de Gavs-ul- sakaleyn Es- Seyyid Şeyh Osman Nuri, Kutbul Medar Şeyh Ali Kara Hazretlerinin yolunda; kendilerini ne seyyidlerin ne de sufilerin tanıdığı, ricalül gayp meşrepli sufiler vardır. Bunları hiç kimse tanıyamaz… Tarikatta; sahte şeyhler, merdiven altı halifeler bir fitne eseri olarak zuhur ettikleri zaman, tarikatta, her kafadan bir ses çıkıp tarikat 73. Fırkaya bölündüğünde, sahte halifeler, şeyhler tarikatı hızla istila ettiklerinde, Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin, Şeyh Ali Hazretlerinin ricalül gayp meşrepli, gizli sufileri ortaya çıkarlar. Yola, tarikata ait her türden bilgi derinliği, işte bu ricalül gayp meşrep sufilerde olur… Söz konusu, ricalül gayp meşrepli sufilerin amacı, tarikatın başına geçmek, halife olmak, şeyh olmak vb. kesinlikle değildir… Bu topluluk; bidatlardan uzak kalan, sünnete sımsıkı bağlı, son derce gizemli ve nurani bir topluluktur. Günümüzdeki tarikat şeyhlerinden hiçbiri, Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin, Şeyh Ali Kara Hazretlerinin kendilerini manen yetiştirdikleri söz konusu ricalül gayp meşrep sufilerin ilim derinliğine sahip değiller, İsterlerse o kimseler “kutup” olsunlar, değişen bir şey olmaz… Bu gizemli, ricalül gayp meşrepli topluluk, İmam Rabbani Meşereplidirler… Bidatların her türlüsünü reddederler… Kurana, sünnete, şeriata sımsıkı bağlıdırlar, bir araya gelip cehri zikir yapmazlar. Eşsiz ilimleriyle, tarikattaki samimi insanlara yolu tanıtırlar… Dünden bu güne tarikattaki bütün çavuşlar; ricalül gayp meşrepli bu sufilerin ilmi yanında okyanusta damla hükmünde kalırlar…“Hiç” meşrepli olduklarından, kendilerine; hazret, molla, evliya, veli, halife, çavuş, on başı, efendi dedirtmezler… Allah’ın sıradan bir kulu gibi yaşar, sıradan bir kulu olarak da bu dünyadan göçüp giderler… Onlar ricalül gayp meşreplidirler, ilimlerini samimi sufilerin irşadı için kullanırlar… Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin seyyid torunlarına; eşsiz ilimleriyle destek verirler… Çünkü tarikatın manevi mirası Şeyh Osman Nuri Hazretlerinin seyyid torunlarının omuzları üzerindedir ve seyyidler bu yolun doğal halifeleridirler…

Kutbul Medar Şeyh Ali Kara, ricalül gayp meşrepli bu sufiler için bir sohbetinde şöyle demiş: “Tarikatımızda, kendilerine çavuş demediğimiz gizli, unvansız dervişlerimiz var… Bunlar hiçbir topluluğa katılmazlar, gizlidirler… Zamanı gelince meydana çıkarlar ve ilimleriyle tarikatımızda öncü görevi yaparlar…” 

Bu gizemli topluluk, karanlıkta yol gösteren deniz feneri gibidirler…

Allah en iyisini bilir…

Kod-Adı: Tufan