ES-SEYYİD OSMAN SİRACEDDİN ET-TAVİLİ
Osman Sirâceddîn et-Tavilî (Arapça: الشَّيخ عُثمان طَويلةُ النَّقشبَنديَّة) Osman et-Tavilî, Osman Sirâceddîn-i Evvel veya Pir Osman (d. 1781 (H.1195) Cebel-i Himrin, Irak / ö. 1867 (H.1283) Tavila, Irak), İslam âlimi ve sufi.
Mevlânâ Halid-i Bağdadî'nin önde gelen talebelerinden ve zamanındaki büyük velilerdendir. Babası Hâlid bin Abdullah, annesi Halime Hanım'dır. Muhammed'in torunu Hüseyin bin Ali'nin neslinden olduğu için Hüseynî, dönemin Osmanlı Devleti topraklarında yer alan Tavila köyünde doğduğu için Tavilî nispetleriyle de anıldı.[1]
Soyu baba tarafından Hüseyin bin Ali’ye, anne tarafından ise Hasan bin Ali’ye dayanan Osman et-Tavilî, küçük yaştan itibaren ilim tahsiline başladı. Köyü Tavila'da Kur'ân-ı Kerîm'i ve ilim kitaplarını okuyup bitirdi. Sonra Biyara'ya ve Hurmal'a giderek her memleketten gelen talebelerin ders gördüğü Hırpanî Medresesi'ne girdi. Tahsil hayâtı sırasında çalışkanlığı, gayreti ve doğruluğuyla dikkatleri üzerine topladı. Fakir olduğu için okuyacağı kitapların hepsini eliyle yazdı. Talebelik hayatı sırasında önemli şeyleri araştırıp üzerinde durmayı âdet edindi.[2] Bir taraftan ilim öğrenmekle beraber, tasavvufa karşı da büyük bir alaka duyuyordu. Daha üst seviyede medrese eğitiminden istifade edebilmek ve içinde tasavvufa karşı oluşan iştiyak sebebiyle 25 yaşında iken Süleymâniye yoluyla Bağdat’a giderek büyük âlimlerin yetiştiği Geylânî Medresesi'ne devam etti. Sonra Abdullah Hırpanî'nin medresesine devam ederek, orada müderris bulunan büyük âlim ve velî Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî ile tanıştı. Onun ilim ve feyiz kaynağı ders ve sohbetlerine devâm ederek ilimde yüksek dereceye erişti. Tasavvuf yolunda ilerleyerek Nakşibendiyye yolu usulüne göre yetişti.[3][4]
1811’de başlayan tasavvufî eğitimini 1813 yılında tamamlayan Şeyh Osman, 33 yaşında Mevlânâ Hâlid’den tarîkat icâzeti aldı. İki sene kadar sonra da tasavvuf yolunda yetiştiğine ve insanlara İslâmiyet'in emir ve yasaklarını anlatabileceğine dâir halîfelik verdi.[5] (Osman Sirâceddîn’in, Mevlânâ Hâlid’in tarîkat icâzeti verdiği ilk şahsiyet olduğu söylenir.[6] Mevlânâ Hâlid halifeleri içerisinde Osman’a ayrı bir değer vermiş ve mektuplarında ona “Fakih Osman” diyerek onu takdir etmiştir.)[7]
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî onun hakkında; "Ben gurbete ve meşakkate tahammül ettim. Bende makamlar ve haller hâsıl oldu. Onları da benden Osman et-Tavilî aldı." diye buyurmuştur.[8]
Tarikat icâzeti aldıktan sonra da Mevlânâ Hâlid’in yanından ayrılmayan Osman et-Tavilî, Mevlânâ Hâlid, Şam'a hicret edince Tavila'ya giderek yerleşti ve insanlara İslâmiyet'in emir ve yasaklarını anlatmaya ve ilim öğretip talebe yetiştirmeye başladı. Kısa bir müddet içinde onun şöhreti etrafta yayılıp pek çok kimse onun ilim meclislerine ve sohbetlerine koştu. Tavila ve Süleymâniye çevresinde büyük bir îmân ve inançla 40 yıl müddetle irşâd hizmeti ile insanlara İslâmiyeti öğretmeye devam etti. Nakşibendi’ye yolunun yayılması, insanların dünyada ve ahirette saadete, mutluluğa kavuşmaları için gayret etti. İrşat faaliyetleri sayesinde İran’da yaşayan çok sayıda Yahudi ve Hıristiyan’ın Müslüman olduklarından bahsedilmektedir.[9] Yaşadığı devirde meydana gelen hâdiseler onu unutturacağına, bilakis ismi Osmanlı Devleti ve İran'ın her tarafına yayıldı. Geniş bir coğrafya üzerinde etkisi olan et-Tavili'nin açmış olduğu dergahın Türk, Azeri, Arap, Afgan ve İran'dan gelen talebelerle dolup taşması; ayrıca alimlerin bu halkaya iştirak etmiş olması onun ilim ve mertebesini açıkça ortaya koyar. Sahip olduğu ilmî birikimi ve etkin irşat faaliyetleri sayesinde etrafında çok sayıda talebe toplandı. Talebelerini medrese eğitiminin yanında tasavvufî terbiyeden de geçiren Pir Osman’ın büyük bir kısmı İran topraklarında yer alan Havraman bölgesinde çok saygın bir mevkie yükseldiği görülür.
(Osman Sirâceddîn, Mevlânâ Hâlid’in talimatları doğrultusunda tarikatı Süleymaniye’nin güneydoğusu ve İran içlerine kadar yaymayı başarmıştır. Çok stratejik bir noktada atılan bu adımların, tarikatın hem Irak hem de İran’da tanınmasına ciddi katkılar sunduğu söylenebilir. Kendisinden sonra ailesinden oğulları ve torunları vasıtasıyla tarikat neşri devam etmiştir. Bu ailenin Osmanlı-Rus savaşları sırasında gösterdiği yararlılıklar ve Osmanlı ordularına binlerce kişiyle verdikleri silahlı destek Rusların ilerleyişini durduracak kadar etkili olmuştur.)[10]
Osman et-Tavilî, Allah'ın emirlerine tam uyup, yasaklarından şiddetle sakınırdı. Farz ibadetlerden başka, diğer vakitlerini Allah'ın ismini anarak, teheccüd namazı kılarak, oruç tutarak, Kur'ân-ı Kerîm okuyarak geçirirdi. Allah'ın verdiği az nimetlere kanaat ve şükretti. Fakirlik, kanaat, sabır, temizlik onun ayrılmaz özelliklerinden oldu. İnsanların ruhi hastalıklarının tedavisi için gayret ettiği gibi, yaşadığı çevredeki toprağın ıslah edilmesi, su kanallarının açılması, gelecek nesillerin faydalanması için meyve ağacı dikmek, yetiştirmek gibi hususlarda önderlik etti. Su kaynaklarının temizliğine ve genişletilmesine çalıştı. Koruların ve ormanların korunmasını temin etti, meyve veren ağaçların kesilmesini yasak etti. Bu bölgeye hâkim olan Osmanlı Devleti'nin büyükleri ve idarecileriyle anlaşmazlığa girmedi. Kabileler arasında meydana gelen yol kesmek, hırsızlık, kabile baskınları, aşiretler arasındaki kan davaları ve öç alma gibi davranışları önledi. İnsanların huzur ve sükûn içinde yaşamaları için lüzumlu emniyet tedbirleri aldı. Aile fertleri arasında sevgi ve saygının çoğalmasını sağladı. Zamanın her türlü kötü âdetine karşı gelerek birbirine bağlı bir cemiyet meydana getirdi.
Ömrünü İslâmiyeti öğrenmek, öğretmek, insanlara anlatmak yolunda sarf eden Osman Sirâceddîn et-Tavilî, Miladi 1867 (H.1283) senesi Şevval ayının altıncı Salı günü 88 yaşında iken vefât etti. Tavila'da evinin önündeki bahçeye defnedildi. Kabri hâlâ ziyaret edilmektedir.
Her biri ilim ve marifet kaynağı olan Muhammed Bahâeddin, Ömer Ziyâeddîn, Abdurrahmân Ebü'l-Vefâ ve Ahmed Şemseddîn isimli oğulları vardır.
(Sultan Abdülmecid, İstanbul’a kendisini ziyarete gelen Ahmed Şemseddîn (ö. 1890)’e hürmet ve ikramda bulunmuş ve bazı hediyeler vermiştir. Abdülmecid’in, içinde sakal-ı şerif ve yazma bir Kur’an nüshasının da bulunduğu hediyeleri, Tavîla ve Biyara’da bulunan tekkelerde saklanmaktadır.)[11]
Osman Sirâceddin et-Tavilî’nin hem soyunu hem de tarikat silsilesini devam ettiren oğulları Muhammed Bahâeddin ve Ömer Ziyâeddîn'dir.
Muhammed Bahâeddin (ö. 1881)'den sonra oğlu Şâh Muhammed Ali Hüsâmeddîn devam ettirdi.
Ömer Ziyâeddîn (ö. 1900)'den sonra oğulları Muhammed Necmeddin (ö. 1919) ve Muhammed Alâeddîn (ö. 1953) ve onun oğlu Osman Sirâceddîn-i Sânî devam ettirdi.
Osman et-Tavilî hazretlerinin yolu, oğulları ve talebeleri vâsıtasıyla günümüze kadar devam edegelmiştir.[14][15]
Kaynakça:
^ el-Beytâr, Hilyetü’l-beşer, II, 1052; Müderris, Yâd-ı Merdân, II, 9-10.
^ Şemsü'ş-Şümûs Tercümesi; (s.100) ISBN 6054565863
^ Mecd-i Tâlid Tercümesi; (s.107)
^ Ulemâünâ fî Hidmet-il-İlmi ved-Dîn
^ Müderris, Yâd-ı Merdân, II, 13-14.
^ Müderris, Yad-ı Merdân, I, 170
^ Haydarî, el-Mecdü’t-tâlid, s. 51; el-Beytâr, Hilyetü’l-beşer, II, 1052; Müderris, Ulemâuna, s. 377; Yâd-ı Merdân, II, 14
^ Evliyalar Ansiklopedisi-IX, s.28
^ a b el-Beytâr, Hilyetü’l-beşer, II, 1052
^ Muhsin Müftî, Gevher-i Hakîkat, 119-120
^ Müderris, ‘Ulemâunâ, s. 81
^ Müderris, Yâd-ı Merdân, II, 9-10
^ Cecil J. Edmonds, Kurds, Turks and Arabs: Politics, Travel and Research in North-Eastern Iraq, 1919-1925, London, Oxford University Press, 1957 (p. 111)
^ Müderris, Yâd-ı Merdân, II, 28-31
^ Osman Sirâceddîn-i Tavilî (en-nakşibendî, el-evvel) ve Ailesi (s.12, Osman Muhammed, 2017) ISBN 9786059261760
Sirâcü'l-Kulûb (Yazar: Osman Sirâceddin-i Sânî) (Çeviri; Selahattin Alpay, s.27-34) ISBN 9789751625472
Osman Sirâceddîn-i Tavilî (en-nakşibendî, el-evvel) ve Ailesi (s.24, Osman Muhammed, 2017 ISBN 9786059261760
Bedir Haris
Hizirlayolculuk.com