top of page

ES-SEYYİD OSMAN NURİ ÖLMEZTOPRAK

Es-seyyid Osman Nuri Ölmeztoprak (d. 1881) Irak /Bağdat Biyara köyü/ (ö.23.01. 1944) Türkiye/ Yozgat.


Şeyh Osman Nuri Ölmeztoprak, 1881 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun ve İslam medeniyetinin en önemli irfan kentlerinden olan Bağdat’ın Süleymaniye kazasının Biyara köyünde dünyaya gelmiştir. 


Babası Bağdat Posta Telgraf müdürü Es-Seyyid Muhammet Emin Efendi, annesi Es- Seyyid Fehime Hanım'dır. Anne ve baba tarafından soyu Hz. Hüseyin ve Hz. Hasan'a ulaşmaktadır. Nesep olarak hem seyyid hem de şeriftir.


Osman Nuri Ölmeztoprak, Harp Okuluna Girişi: 1 Mayıs 1312 (1896) 17 Yaşında. 13 Aralık 1314 (1898)'de Teğmen olarak bitirdi (19 Yaşında).


Bölük Komutanlığına tayin oldu. Sınıfı: Piyade. 15 Nisan 1314 (1901) tarihinde Üsteğmen olarak (22 Yaşında) 6. Ordu, 89. Alay Redif, 2. Tabur, 1. Bölük komutanlığına tayin oldu. 


29 Eylül 1319 (1903) tarihinde Yüzbaşı rütbesiyle (24 Yaşında) 6. Ordu 94. Alay Redif, 2. Tabur, 2. Bölük komutanlığına tayin oldu. 


15 Haziran 1327 (1911) tarihinde Bağdat 13. Kolordu inşaat Komisyon Heyetine tayin oldu. 


24 Haziran 1330 (1914) tarihinde 1. Kolordu 13. İnşaat Heyetine tayin oldu. 


13 Aralık 1330 (1914) tarihinde Kıdemli Yüzbaşı (35 Yaşında)  51. Alay 2. Tabur 9. Bölük Komutanlığına tayin oldu. 


16 Ekim 1330 (1914) –29 Nisan 1333 (1917) tarihleri arasında 1. Dünya Harbine katılmış, harp esnasında 1 Aralık 1332 (1916) tarihinde Binbaşı (37 Yaşında) rütbesini almıştır. 


15 Temmuz 1336 (1920)–15 Kasım 1338 (1922) (41-43 yaş) tarihleri arasında İstiklal Harbi'ne katılmış, 9. Kolordu 17. Fırka 51. Alay, 2. Tabur'da binbaşı olarak görev yapmıştır. 


Askerlik hayatını, kıdemli binbaşı rütbesiyle Elazığ Askerlik Şubesi başkanıyken noktalamıştır.

1341 (1925) tarihinde tekaüt ve istifa kanunun 2. maddesine göre 46 yaşında emekli (tekaüt) olmuştur.


1. Cihan Harbi'ne katılan Binbaşı Osman Nuri Ölmeztoprak; savaş meydanlarında gösterdiği üstün cesaretinden ve kahramanlığından dolayı Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesi tarafından büyük taltif almış, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Genç Osman’ı olarak anılmıştır.


1897’li yıllarda Irak/ Bağdat- Biyara ’da yaşam süren büyük mürşit Es- Seyyid Şeyh Ömer Ziyaeddin hazretlerine intisap etmiş, mürşidi Şeyh Ömer Ziyaeddin hazretlerine büyük bir sevgiyle bağlanmıştır. 


Şeyh Ömer’in, Biyara / Hanekin, Kazrabât ve Kifri bölgelerinde, 1892 Tavila’da ve Serdeşt’te yaptırdığı tekke ve medreselerde zahiri- batini ilimleri tahsil eden Osman Nuri hazretleri, mürşidinin himmeti ve kendisinin üstün gayretiyle kısa zamanda çok büyük ilerlemeler kaydetmiştir. 


Şeyh Ömer hazretlerinin döneminde, Geylani medresesinde iki isim parıldayan kuzey yıldızı gibi dikkatleri üzerlerine çekerler. Bunlar: Muhammed Necmeddin ve Osman Nuri Ölmeztoprak ’tır.


Osman Nuri Ölmeztoprak, Şeyh Ömer’in rehberliğinde seyri sülukunu başarıyla tamamlar. Şeyh Ömer Ziyaeddin’in tarafından irşat edilir. Ancak Şeyh Ömer hazretleri Şeyh Osman Nuri hazretlerine mürşitlik icazeti vermez.  Oğlu Muhammed Necmeddin’i irşat edip ona mürşitlik icazeti verir. Şeyh Ömer, Osman Nuri hazretlerine kendisinden sonra oğlu Şeyh Necmeddin’e intisap etmesini öğütler…


Şeyh Ömer hazretleri, Osman Nuri Ölmeztoprak’ı yetiştirmeye ömrünün kâfi gelmeyeceğinin farkındadır. Bu nedenledir ki Osman Nuri hazretlerinin manevi olarak yetiştirilmesini ve kendisine mürşitlik icazeti verilmesini oğlu Şeyh Necmeddin’e vasiyet etmiştir.  


Osman Nuri Ölmeztoprak 1900 yılında, 19 yaşında genç bir teğmenken Şeyhi Ömer Ziyaeddin hazretleri vefat eder. Şeyh Ömer Ziyaeddin’in emri gereği vefatından sonra oğlu Şeyh Muhammed Necmeddin’e intisap eder.


Es-seyyid Şeyh Muhammed Necmeddin korkunç derecede heybetli ve celalli bir mürşittir. Allah’ın Kahhar sıfatı üzerinde açığa çıkmış bir evliyadır. Atının üzerinde görüldüğü an insanlar cezbeye kapılıp gözyaşı dökerlerken, beri yandan da kahredici heybet ve celalinden dolayı kendisine yaklaşmaya cesaret edemeyip korkudan tir tir titrerlermiş.


Şeyh Muhammed Necmeddin, müritlerine cefa edeleri manevi olarak vurup helak etmesiyle tanınır. Aynı zamanda tarikatından çıkanları manevi olarak vurduğu da bilinen bir gerçekliktir.


Osman Nuri hazretleri 18 yıl boyunca, Şeyh Muhammed Necmeddin Ömeri’ye hizmet eder ve Şeyh Muhammed Necmeddin tarafından irşat edilir, mürşitlik icazeti alır.


Bir gün Şeyh Necmeddin hazretleriyle atla yolculuk yaparlarken Osman Nuri Ölmeztoprak hazretleri içinden şöyle düşünür:


“Şeyh Muhammed Necmeddin; acaba Şeyh Ömer Ziyaeddin gibi gökyüzündeki yıldızları yerinden oynatacak kadar manevi güce sahip midir?”


Şeyh Muhammed Necmeddin atın üstünden geriye dönüp kendisine şöyle seslenir:


“Osman, Osman beni deneme!”


Nakşibendilik silsilesinde ilahi bir sır vardır:  Celalli evliyadan sonra cemal sahibi evliya, cemal sahibi evliyadan sonra celalli evliyalar silsilesi gelir… 


Şeyh Ömer Ziyaeddin hazretleri yumuşak huylu cemal sahibi bir evliyadır.  Kendisinden sonra gelen evliyalardan her ikisi de kahreden celal ve heybete sahiplerdir. Bunlar: Şeyh Muhammed Necmeddin ve Şeyh Osman Nuri hazretleridir.


1900 yılında Şeyh Muhammed Necmeddin vefat ettiğinde Şeyh Osman Nuri hazretleri henüz 37 yaşındadır ve binbaşı rütbesindedir. 


Şeyh Osman Nuri hazretleri Allah’ın “Kahhar, Muntakim, Müzil, Cebbar, Batşüş-şedid” esmalarının sıfatıyla sıfatlanmıştır. Müritlerine cefa edenleri vurup helak etmesiyle tanınır. Tarikatına intisap edip de kimi nedenlerle yoldan ayrılanları manevi olarak vurduğu ve perişan ettiği çok iyi bilinen diğer bir gerçekliktir. Ayrımsız ve istisnasız olarak bütün müritlerini aşkla sevip onlara kol kanat germesi o yüce gavsın en belirgin özelliğidir. Müritlerinin yedi nesline baktığına, vefat eden müritlerine ruhaniyatıyla gelip yardım ettiğine dair binlerce vaka mevcut.  


Şeyh Osman Nuri hazretleri çocuk yaşta Kur’an hafızı olmuştur. Şeyh Osman Nuri hazretlerinin, manevi olarak, dünyadaki bütün dil ve lehçeleri konuştuğu, bitkilerin, hayvanların dillerini bildiği yadsınmaz bir gerçekliktir. Zahiri ve batini bütün ilimlere vukuftur. Hazreti Davut aleyhi selamın sedası, Allah tarafından kendine bahşedildiğinden, Kur’an-ı kerimi okuduğu zaman, insanlar cezbeye gidip sayha atarak ağlar, hıçkırarak gözyaşı dökerlermiş.


Bütün peygamberler unvan olarak peygamberdirler; ancak ahir zaman Peygamberi Efendimiz sav bütün peygamberlerin en üstündür. 


Bütün gavslar unvan olarak gavstırlar; ancak Şeyh Osman Nuri hazretleri gelmiş geçmiş bütün gavsların en üstünüdür…


Bütün peygamberin mucizelerini -İsa as gibi ölenleri diriltmek dâhil- keramet olarak gösterdiği için Şeyh Osman Nuri hazretleri, Zamanın Seyyid Abdulkadir Geylani’si olarak nitelendirilmiştir. 


Şeyh Osman Nuri hazretleri peygamberlerin gösterdikleri mucizeleri, keramet olarak göstermiş çok özel, ayrıcalıklı, kitaplara sığmayan yüce bir gavstır. 


Apaçık bir şekilde Allah ile konuşan Şeyh Osman Nuri hazretlerine cenabı Allah’ın şöyle dediği nakledilir: 


“Bu kadar evliya yarattım; sana yakamı verdiğim kadar hiçbir evliyaya yakamı vermedim.”


Şeyh Osman Nuri hazretleri, başta Nakşibendî, Kadirî, Rüfâi, Sühreverdî, Kübrevi, Dusuki, Bedevi, Şazeli, Çeşti, Mevlevi olmak üzere on iki hak tarikattın tümünde yetkili bir halifedir.


Toplu zikirlerde Kadiri, bireysel zikirlerde Nakşi usülünce dervişleri Allah’ı zikretmektedirler. 


Ciltlerce eseri dolduracak kadar kerametleri bulunan Şeyh Osman Nuri hazretlerinin manevi tasarrufu ve tarikatı kıyamete kadar bakidir. Kabri şerifi Türkiye/ Yozgat’ın Şeyh Osman Mahallesi, Sarıtoprak mezarlığındadır.


Kaynakça:


1.https://yozgat.ktb.gov.tr/TR-92010/mutasavvif-esseyyid-seyh-osman-nuri-bagdadi-olmeztoprak-.html

2. Sosyal medya alan yazın tarama arşiv bilgileri

3. Sufi nakileri


Bedir Haris

Hizirlayolculuk.com




bottom of page